3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
184
Okunma

Tecellîgâh-ı nûrdur gönül hepsi münevver,
Kelâm safha-i hikmet, cemâl-i zât ezherdir.
Nefes bâğ-ı kudretten esip gelen musahhar,
Cânlara feyz yağdırır Makberî üstadımız.
Nişân-ı aşk envârı gönülde mütecellâ,
Sözün gevher-i kudsî, sırrın mestûr-ı a‘lâ.
Kalemden dökülür cûş cevâhir-i münevver,
Bahri ummânı aşar Makberî üstadımız.
Kütübde gizli hikmet, letâfettir, timsali
Zebân dürlü mânâlar döker cevher emsâli.
Cilâsı nûr-ı Rahmân’dan safâ bulmuş misali,
Kevn ü mekân nûr olur Makberî üstadımız.
Hitâb bahr-ı ma‘nâdır, dalar akıl kaybolur,
Beyân kahr-ı Cebbâr’dır, cehâlet dârı mahv olur.
Gam u keder helâk olur, gönül safâya gark olur,
Saltanat-ı söz kurar Makberî üstadımız.
Nesîm-i rahmetindir âşıkta bir teneffüs,
Sözün kevser, nefes nûr, gönül gülzâr-ı mefhûs.
Her âh u zâr içinde var cemâlin pür-tecellüs,
Susuz gönül kaynatır Makberî üstadımız.
Sükûn bahr-ı ma‘nâdır, sadâsız feyz u hikmettir,
Kalemden dökülen söz hakîkatle izzettir.
Harâb gönül virâne safâya mecma‘-ı zîrdir,
Âfâkı nûra boyar Makberî üstadımız.
Şu‘ûr-ı aşkın âteşi gönül muattar kılar,
Vecâhın sâye-i rahmet dertliye feyz ü şifâdır.
Teveccühünle dünyâ cümleten nûra gark olur,
Dikeni güle döner Makberî üstadımız.
Duâların cevâbı söz rûhî tecellîdir,
Nefes âb-ı hayattır, cemâlin saf necellidir.
Ziyân yok bu nûr ile, vücûdu hem bedeldir,
Nûr-ı hikmete indi Makberî üstadımız.
Tezekkürünle kalbler safâya gark-ı envâr,
Sözün şebnem misâli, fikre pîrây-ı ezhâr.
Nesîmin bülbül-i vecd, gül-i aşkınla hem-târ,
Lütf-ı safâya kondı Makberî üstadımız.
Hitâb kand-ı irfândır, dillerde revnak açar,
Zebân âb-ı hikmettir, gönüller nûra kaçar.
Firâkın âhını söyler, visâlin kalbe uçar,
Hâlet-i safâ verdi Makberî üstadımız.
Zemini
Makberî Üstadımız (Türkçe)
Gönül bir ışık yurdu, içi dolu aydınlık,
Sözün bilgelik aynası, özünde saf açıklık.
Nefes, kudret rüzgârı, eser tatlı serinlik,
Canlara nur yağdırır Makberî üstadımız.
Aşkın nişanı parlar, gönülde bin umut var,
Sözün bir inci gibi, sırrın gökte gizli yar.
Kaleminden dökülür ışık dolu sözcükler,
Denizleri aşmıştır Makberî üstadımız.
Kitaplarda gizlidir bilgeliginin ince sesi,
Dili döker inciler, mananın öz nefesi.
Işığıyla arınır onca kalbin saf aynası,
Evreni nurla yıkar Makberî üstadımız.
Sözü engin bir deniz, akıl onda kaybolur,
Söylediği her kelâm karanlığı yok olur.
Gam, keder silinerek gönül huzurla dolar,
Sözle taht kurar yine Makberî üstadımız.
Rahmet rüzgârı dolar âşığın iç derinliğine,
Sözü cennet suyu, nefesi ışık gönlüne.
Her yakarışta parlar yüzünün güzelliğiyle,
Susuz gönül coşturur Makberî üstadımız.
Sessizliği derin deniz, içinde var bilgelik,
Kaleminden dökülen söz, hakikaten incelik.
Yıkık gönül viran olsa da bulur iç huzurluk,
Ufukları nura boyar Makberî üstadımız.
Aşkın ateşi yakar, gönlü mis gibi kokar,
Yüzünün gölgesinden dertli şifa bulur, yar.
Seninle aydınlanır bu dünya baştan başa
Dikenleri gül eder Makberî üstadımız.
Duaların cevabı, ruhun ışık sesidir,
Nefesin yaşam suyu, yüzün parıltı, ışıktır.
Bu ışıkla yok olmaz, varlık bile sevinçtir,
Bilgeliğe ermiştir Makberî üstadımız.
Seni anmakla dolar kalpler ışık ve huzurla,
Sözü çiy tanesi, süsler düşünceleri sabah.
Rüzgârla bülbül olur, aşkın gülüyle konuşur,
Sevincin dalına konar Makberî üstadımız.
Sözün bilgelik şekeri, gönüllere ışık saçar,
Dilin pınar suyudur, kalpler nura doğru kaçar.
Ayrılığın sızısı, kavuşmanın sesiyle uçar,
Huzuru armağan eder Makberî üstadımız.
Fatih Dişbudak
5.0
100% (5)