0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
78
Okunma
Aşkın çilesiyle yanar gönlüm her dem,
Firâkın ateşinde tükenir ömrüm hem.
Âh ile yandı dîde, gecemde doldu nûr,
Firâk ile çökerken, sinemde kaldı sûr.
Serâbı gördü gözler, hakîkat oldu zûr,
Cihân içinde dertler, elemlerinde yanar.
Karanlık ufkum ağlar, yıldızlar inlerim,
Perîşan hâle düşmüş, gönülde bin derim.
Ne çâre buldu akıl, susar da dinlerim,
Sevda içinde aşkım, hayâlinde yanar.
Kırık hayâl içinde silindi her emel,
Zeminde kanla yazdı, hicrânı kâlem el.
Semâya yükselirken tutuştu âteşsel,
Zamân içinde ömrüm, yıllarında yanar.
Sabâh doğarken ufka, dağılır gölgeler,
Akar gözümde yaşlar, taşar da seller.
Gönülde hazân kokar, solarken güller,
Bahâr içinde aşkım, hazânında yanar.
Geçip gider hevesler, dökülür yapraklar,
Ferâgat eyleyenler, susar da ırmaklar.
Gecenin koynunda hep hıçkırır dudaklar,
Visâl içinde hasret, uzağında yanar.
Felek döner de kırar, bu yolda bin taçlar,
Sürûr hayâl görünür, gönülde boş taçlar.
Ne gam ki aşk içinde tükenir nice acılar,
Zemân içinde âşık, ateşinde yanar.
İçimde kalan ukde, çözülmez bağ gibi,
Çekilmez âh u figân, dağılır çağ gibi.
Hicâbı yırtan gözler, bakar da yağ gibi,
Hayâl içinde kalbim, hicâbında yanar.
Şeb-i gamın koynunda solarken her şafak,
Ecel sesinde titrer, susarken her yaprak.
Perîşan âşık oldum, sükûta hep ortak,
Hayât içinde canım, feryâdında yanar.
Kader bu yolun üstü, taşlarla doludur,
Gönülde ince sızı, kalbimle buludur.
Felekten âh isteyen, çöllerde kuludur,
Ziyân içinde ömrüm, çilesinde yanar.
Bir an tebessüm olsa dağılır mâtemim,
Meğer ki bir nazarla doğardı âlemim.
O yüzden her duâda yanar da kalbimim,
Ümîd içinde aşkım, duâsında yanar.
Firâkın ateşiyle kül oldu her heves,
Gözümde dondu yaşlar, kalbimde bin nefes.
Serâp gibi görünür, kaybolur her adres,
Sefer içinde gönlüm, yolunda yanar.
Ne yâr elinden âb-ı hayât içen var,
Ne de sükûn bulan bir gönül seçen var.
Hicâb ile yanar da sabır geçiren var,
Ân içinde gözüm, hicrânında yanar.
Meğer ki her visâl de ayrılığa döner,
Her âh u figân ile bu ömür de söner.
Zemânda bir garip kul aşkına göner,
Zuhûr içinde aşkım, aşkında yanar.
Karanlık gecelerde yıldızlar suskunum,
Gönül de gamla doldu, hicrâna mahkûmum.
Ne fayda ki bu yolda aşkına mecnûnum,
Cefâ içinde ruhum, cefâsında yanar.
Sükûtla doldu kalbim, dileklerim susar,
Cemâlin ışığına karanlıklar basar.
Felekten âh işitsem gönülde kan kusar,
Sırât içinde aşkım, sırâtında yanar.
Her an bir ateş iner, gönülde kıvılcım,
Hayâl ufkunda yanar, gözümde bin yıldızım.
Firâk elinde kaldı, yıkıldı tüm hazzım,
Ziyâ içinde ömrüm, ziyâsında yanar.
Sürûr hayâli yıkık, gönülde iz bırakmaz,
Ne dermân arayanlar, devâ da bulmaz.
Geceler şâhid olur, seher de unutmaz,
Hicâz içinde kalbim, ezânında yanar.
Bir gün cemâlin olsa ufkuma doğacak,
Zemîn bahâr olacak, gönül de coşacak.
Hicâb içinde aşkın sırları açacak,
Vücûd içinde aşkım, varlığında yanar.
Firâkın derdi bitmez, sinemde kanlıdır,
Geceyi bölen âhlar göklere canlıdır.
Ne yâr ile visâl var, ne çâre tanlıdır,
Zemân içinde kalbim, zamânında yanar.
Sonunda aşkın ile tükenir her serim,
Geceler inkisârı, gündüzler kederim.
Ezelden âh içimde, ezelden kaderim,
Ebed içinde aşkım, ebedinde yanar.
Çekilmez bu cefâyı, dile gelmez derdim,
Aşkın çilesiyle yanar da ben sabrederim.
Fatih Dişbudak
5.0
100% (1)