0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
327
Okunma

Bir çimeni ezmeden düşün,
Kim bilir kaç sabahın duasıydı o,
Belki bir yetimin rüyasında yeşerdi,
Kavruk toprağa düşen gözyaşının ümidiyle…
Sen geçerken fark etmedin,
Ama o, gökyüzüne kalkmış avuçtu aslında,
Bir dua,
Bir bekleyiş,
Bir sessiz direnişti…
Bir çimeni ezmeden düşün,
Nice can, nice canan, nice zaman,
Ayakların hoyrat, ruhun sağır,
Gözlerin kör, kalbin unuturken Allah’ı,
Yere bastığın her toprak parçası
Şahit oluyor senin unutkanlığına.
Sana tahsis edilmiş bu dünyada
Misafirsin hâlâ,
Ve sen...
Misafirse ev sahibine bu kadar hoyrat davranmaz!
Bir çimeni ezmeden düşün,
Zira o çimen senden daha sadık Rabbine.
Sana verilmeyen suya kana kana doyar,
Şikâyet etmez hiç,
Çiğnenir, kurur,
Sonra yağmurla yeniden dirilir,
Ama sen…
Ne zamandır dua almıyor adımların?
Ne zamandır bir çiçeği incitmeden geçmiyorsun hayattan?
Bir çimeni ezmeden düşün!
Zulümle bastığın her karış toprak
Şikâyetçi olacak senden.
Sesin yankılanmazken gökyüzünde,
O suskun çimen
Senin yerine şahitlik edecek mahşerde!
Ve belki diyecek:
“Ben ezildim ama sustum,
O ise yalanla büyüdü, kibirle yürüdü,
Bir tek beni ezmedi,
Beni yaratanı da unuttu!”
Bir çimeni ezmeden düşün!
Her şey senden küçükken daha büyük aslında.
Bir karınca kadar incinmemekti mesele,
Senin bakışlarında toprak bile değerini kaybetti.
Bir çimenin ömründe var sadakat,
Senin her gününde unutkanlık…
Bir çimeni ezmeden düşün,
Belki senin ayağın cüsseli,
Ama ruhun,
Kökü kopmuş bir ot gibi
Savrulmakta.
Oysa çimen,
Kökünden bağlı hâlâ Rahman’a.
Topraktan razı, rüzgârdan emin,
Gökyüzüne sessizce dönük alnı…
Bir çimeni ezmeden düşün…
Bir çocuk düşer gibi kırılır kalpler,
Bir masum ağlar gibi titrer vicdan,
Bir melek susar gibi yutkunur adalet…
Ve sen hâlâ yürürsün,
Fark etmeden kıyameti başlatan ayak izlerin...
Bir çimeni ezmeden düşün…
Zira senin kalbin,
Çimen kadar saf değil artık,
Ve dünya…
Ezilen her masumla biraz daha cehenneme dönüyor...
Erol Kekeç/22.07.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (1)