4
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
352
Okunma
“Mavi Kuş” aslında Bukowski’nin bir şiirinin adı. O, içindeki kuşu canlı tutmaya çalışıyordu; ben ise ölü halini yazdım.
Bu şiirimsi şey ilk kez Duvarda Hatalı Sollama formunda yazıldı ve paylaşıldı. Yavuz Çetin’in “Yaşamak İstemem” adlı parçası eşliğinde, içsel bir döküş, bir boşalım hâlinde ortaya çıktı. Biraz daha kurcalayıp düzenledikten sonra buraya ekledim.
I.
Mavi kuşu öldürdüler
Cıyak cıyak boğazlanışı kulaklarımda.
Beynin karanlık, donmuş noktasında
Cehennemi yaşarmış artık,
Öyle söylediler.
Onlar, bunlar, şunlar söyledi.
Onlar, bunlar, şunlar öldürdü.
II.
Mavi kuşu öldürdüler.
Tüyleri düşerdi bazen avuçlarıma.
Ellerim kanat olurdu;
Gidilecek yerlere uçardım.
Tam kavuşacakken,
Tam kucaklayacakken kendimi,
Tüylerim dökülür, düşerdim.
Olsun ya, o heyecan yeterdi.
III.
Şimdi distopik bir dünya:
Hiç kuş barınmaz buralarda,
Hiç masmavi olmaz gökyüzü.
Denizler gri çamur yüklü.
Bir yerlerde bir şeyler durmadan yanar
Yanık et kokuları,
Kabusa dönüşen uykular.
IV.
Mavi kuş olsaydı
—Yeter ki mavi kuş olsun—
Bir zamanlar olduğu gibi
İçimde bir yerde çırpınıp dursa…
Önce cılız,
Sonra büyüyen devasa bir hayalim olurdu.
V.
Bir şeyler yapardım, mesela:
Çirkin ördek yavrusunun başını okşardım.
Üç ayaklı çomara protez takardım.
Caretta carettaların peşinden
Okyanusları dolaşırdım.
Et yiyen dünyanın her karesinde
Ayak izlerim olurdu.
Önce cılız,
Sonra büyüyen devasa hayallerim olurdu.
VI.
Mavi kuşum ölmeseydi
Belki yine körkütük,
Belki yine çırılçıplak;
Ağız dolusu küfür ceplerimde.
Belki yine yalınayak,
Belki yine zararsız.
Belki hiçbir işe yaramayacak
Koca koca taşların yerlerini değiştirirdim.
Belki, belkimsi,
İşe yarar görünen uğraşlar bulurdum kendime.
VII.
Sırf neşeyle oyalanmak için
Kaşınan yerlerimi kaşırdım.
Yara eksik olmaz bende,
Eskiyen yaralarımı yeniden kanatırdım.
Cıks… Yarasız olmaz.
Öyle öğretti bana mavi kuş.
VIII.
Neler öğretmedi ki!
Yaşam mücadele değildir: süzülmektir.
Gönlünü aklına teslim etmek,
Ters bir rüzgârla alabora olmak.
Ilık bir meltemle sabaha delip geçmek.
Her şeyin bir girişi, bir çıkışı olduğunu bilmek.
Her doğanın muhakkak öleceğini,
Ama ölmenin yanıp kül olmak demek olduğunu da bilmek.
Her şeyin aynı ve zıt olduğunu söylemek.
İçimizde hem iyi hem kötü olduğunu,
Hangisini beslersek onun büyüyeceğini fısıldamak.
IX.
Offf ya, mavi kuşumu öldürdüler.
Onlar, bunlar, şunlar öldürdü.
Ve ben artık,
"Yaşamak istemem artık aranızda."
5.0
100% (3)