0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
40
Okunma
Düğün salonunda tam ortadayım,
Gürültüden başım dönmüş, bayılmadayım.
Bir yanda davul, zurna çalar gür gür,
Sesler patlıyor adeta gök gürültüsüdür.
Gelinin başı sağa sola savrulur,
Damat pistte terlemiş, bak nasıl durulur.
Amaç eğlenmek mi yoksa eziyet,
Bu düğün değil, resmen bir işkence elbet!
Kulaklarım çınlar, sağır oldum yahu,
Orkestrada ses kısan yok, hadi be bir zahmet, ahu!
Mikrofon elinde biri var, konuşur durmaz,
Bu ne biçim bir düğün, ah halime bakmaz!
Herkes oynar, zıplar, coşmuş millet,
Ama ben perişan, nerde eğlence, hürmet?
Sandalyede oturmuş, çaresizce bakarım,
"Bu gece bitse artık" diye dua ederim.
Masa başında çay var, içmek isterim,
Ama gürültüden ne tat alırım, ne keyfim!
Tabağa bak, kaşık çınlar bir yanımda,
Sanki çekiçle vuruyorlar her an masada!
Düğünde eğlence, güzel mi güzel,
Ama ses kirliliği de bir başka mesele.
Yavaş yavaş çıkayım derken dışarı,
Oh, dünya varmış be, sessizlik ne karı!
Gelinle damat mutlu, ne güzel işte,
Ama biz misafirler, kulaklar gitmiş de!
Bir ders olsun bu herkese derinden,
Düğün yapacaksan, biraz da sakinlen!