0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
113
Okunma
Yüzü rüzgâra dönük bir yiğit
Adım atar sabahın seherinde
Dağlar eğilir gölgesine
Çünkü o, Alpagut’tur
Bir çağı sırtında taşıyan…
Sırtında urgan değil,
İnancın burçlara bağlandığı sancak
Elinde demir değil sadece
Tarihin kalemle yazamadığı kudret!
"Ben geldim!" der suskun topraklara
Adını kazır her geçişte
Sadece yürüyerek değil
Dualarla, niyetle, ahlakla…
Hudut boylarında açar çiçek
Ay yıldızın solmadığı yerde
Ölmek için değil
Dirilmek için yürür
Ve bilir:
Bir milletin ömrü,
Onun inancındaki adımla başlar.
O bir yürek taşımaz,
Milletin bütün yükünü çeker
Omzunda yiğitlik,
Sesinde Dede Korkut’tan miras “kut”.
"Ben Serhat’ım!" der her attığında adım
Bazen bir siperde,
Bazen bir çobanın elinde tasta
Ama hep vakurdur
Çünkü bilir:
Bayrak taşımak
Sadece renk değil
Ruh taşımaktır.
Ağlamaz gözleri
Ama rüzgâr ağlar onun ardında
Ve bazen
Alpagut’un sustuğu yerden
Tarih konuşur!
O bir tek sözle ant içer:
“Bu vatan,
İsimleri bilinmeyenlerin
Sonsuz duasıdır!”
Ve işte o gün,
Asena göğe döner yüzünü
Selahattin Eyyubi geçer kalbinden
Ve Anadolu bir kez daha
Tufanla değil,
Dualarla yıkanır!
Kökü saklıdır gökte
Yolu sabrın bozkırında
Ve gittiği her yerde
Tarihin alnına
Bir mühür gibi düşer adı:
Alpagut!
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(27 Temmuz 2025)
5.0
100% (1)