0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
61
Okunma
Gecedir...
Dağların uykusunda kıpırdanır eski bir ağıt
Börülerin yüreğinde
Ay ışığı kadar keskin bir sessizlik…
Gözleri karanlıkta parlar
Çünkü onlar,
Kör kuyulardan bakmayan
Göğe odaklanan gözlerdir.
Toprak titrer
Gök, dua gibi açılır
Bir yıldız daha düşer
O anda doğar
Börülerin gecesi…
Söz değil, sezgidir konuşan
Yemin değil, niyettir kurulan
Onlar sabırla çoğalır
Kükremeyen aslan gibi beklerler
Çünkü vakit
Yarılmamış zamandır henüz.
Karanlığın ortasında
Bir ıslık çalar bozkır
Alpagut’un gölgesi geçer
Ardından
Asena’nın gümüş saçları
Ve Korkut’un yankısı…
Bir çadırda dua edilir
Bir urgan örülür
Bir sancak,
Uykusuz bir annenin göz yaşıyla ıslanır.
İşte o sancak,
Börülerin alnına yazılır.
Gök, mavi bir örtü değil artık
İçine doğan kudretin
Açık defteri olur gecede
Ve her Börü,
Bir satırdır bu sonsuz kitapta
Bazen kanla yazılır
Bazen göz yaşıyla...
"Gel!" der ses
"Ey kut taşıyan soy!"
"Bu gece
Adını bilmeyenlerin adınadır."
Ve koşar Börü
Susarak
Haykırarak
Yalnız kalarak
Kalabalık bir millet gibi…
Ürperir cihan
Bu sessiz yürüyüşten
Çünkü bilir
Tarihte en çok
Suskunlar yazar destan.
Bir nar ağacı fısıldar rüzgâra
“Börü geçince kökler uyanır...”
Ve sabah
Güneş, ilk onların alnına doğar
Onlar kalkar,
Biz uyanmadan önce
Bir vatan daha kurulur
Hiç bilmediğimiz bir yerimizde.
Yol biter
Ama Börü bitmez
O gece biter
Ama Börü yeniden başlar
Çünkü geceler
Ona yol gösteren ışıktır
Gündüzse,
Halkın anlayacağı hikâyedir.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(27 Temmuz 2025)
5.0
100% (1)