0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
47
Okunma
Göç ettik, ama sadece diyarlardan değil,
Kendimizden de göçtük bir zaman.
Çadırın ipini rüzgâra bıraktık,
Ama kalbimizin direğini Gök’e çaktık.
Ay tutulduğunda başlar bizim yürüyüşümüz,
Çünkü biz
Güneşi sırtına yüklemiş,
Gölgesiz askerleriz.
Atlarımız değil;
Dualarımız yoruldu yollar boyunca.
Bir el Kâbe’ye uzanırdı
Diğeri Kubbetü’s-Sahrâ’ya,
Göç eden bizdik
Ama yön, gökten belirlenirdi.
Ey Gök!
Sen sadece üstümüzde bir tavan değilsin,
Bizim ecdat haritamızsın.
Her yıldız, bir baba duasıdır
Her rüzgâr, ninemin iç çekişi
Biz
Yıldızlara bakarak sefer edenleriz,
Ama yeri Gök’ün izniyle yurt bellemişiz.
Göç, bir terk ediş değil bizde
Göç, ilâhî izlekle kurulan yeni bir otağdır.
Her çadır bir ayet,
Her gölge bir secde,
Her istikamet bir niyet
Ve her yurt bir kalptir.
Biz göçerken
Sadece toprağı değiştirmeyiz
Rûh da taşınır bizimle
İnanç da…
Ve biliriz ki:
Gök, nereye yönelirse
Bizim yönümüz de oraya döner.
Çünkü göç
Rûhun secdeye doğru yürüyüşüdür.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(12 TEMMUZ 2025)