0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
44
Okunma
Sönmesin diye bir ateşin gözüne nöbet dikildi,
Her alev bir dua gibi üflendi geceye.
Bu, sıradan bir ateş değildi,
Bu, Türk’ün kalbindeki Son Ocaktı.
Zaman kaç kez unuttu bizi
Kaç harita eksik çizildi
Ama biz
Unutulmuş cümlelerin içinde
Yanan tek kelimeydik:
“Diriliş.”
Son Ocağın külleri,
Mazinin rüzgârıyla savrulmaz.
O küllerin içinde
Bir kıyam, bir çağrı, bir sancak yatar.
Ey Alpagut!
Ey Korkut!
Ey Asena’nın nefesiyle dağlara yazılmış efsane!
Son Ocak sensin…
Kapanmış bir kapının ardındaki sır,
Çekilmiş bir kılıcın tekrar kınına girmemesi gibi
Senin kıvılcımın sönmesi
Milletin hafızasının körleşmesidir.
Ve biz,
Kalbini ocağın ateşiyle pişirenleriz
Her dumanı göğe giden
Her kıvılcımı tarihe düşen
Bir son bakiyiz
Ama unutma:
Son olmak, bitmek değildir.
Son olmak,
Başlayacak olana zemin olmaktır.
Bu yüzden,
Bu yüzden hâlâ yandıkça
Biz de varız.
Son Ocağı sönmeyen
Bir millet
Külünden kıyamete kadar doğar.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(12 TEMMUZ 2025)