0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
120
Okunma
Dilin tükendiği, anlamın kelimesiz kaldığı yer:
Konuşamayan bir kalbin sessizliğindeyim.
Ne harf var burada,
Ne cümle, ne alfabe.
Dilimde ağırlığını bilmediğim bir suskunluk
Adını koyamıyorum.
Çünkü adı olan her şey
Kendini kaybediyor burada.
Sûzsûzlük:
Söyleyemediğimin dahi farkında olamayışım.
Anlamın,
Anlamsızlıkta dirilişidir belki de bu.
Ben, içimde yankılanan
Ama ağzımdan çıkamayan
Bir şeyim.
Bir dua mıyım?
Bir haykırış mı?
Belki sadece
Sûzsûzlüğün kırık aynasında
Bile bile unuttuğum bir kelimeyim.
İlk önce harfler terk etti beni.
Sonra kelimeler yüz çevirdi.
En sonunda
Cümleler beni tanımadı.
Ben mi sustum?
Yoksa söz mü beni terketti?
Dilin taştığı yer burası değil,
Dilin boğulduğu yer.
Harflerin üst üste yığılıp
Ses olamadığı,
Mananın mezar taşı gibi dikildiği
Bir uçurumun kenarı.
Sûzsûzlük,
Bir susturma değil,
Susturulamayacak kadar derin bir çağrıdır.
Çığlık bile değildir.
Çünkü ses olmak için bile
Fazla çıplaktır.
İçimdeki kelimesizliğe
Bakan her göz
Anlamın değil
Acının izini görür.
Çünkü bazı duygular,
Dilde boğulmadan
Sadece ruhun en tenha yerinde yaşar.
Sûzsûzluk:
İçinde "Allah" demek isterken
Harf bulamayan secde.
Adını bilmeden edilen dua.
Kıbleye dönmeden
Yalnızca içe yönelen bir yöneliş.
Bazen bir bakış
Bin kelimeyi susar.
Bazen bir gözyaşı
Bütün dilleri boğar.
Ve bazen bir kalp
Hiçbir sözle anlatılamaz hâle gelir.
İşte o hâl,
Sûzsûzlük’tür.
Ben artık konuşmuyorum.
Çünkü susmak,
Konuşmaktan daha çok şey söylüyor.
Ve her şey sustuğunda
Sadece O kalır.
Ve O da konuşmaz
Kalbine bir sükûnet gibi iner.
Sûzsûzlük,
Belki de
Rabb’in kuluyla konuşma biçimidir.
HABİB YILDIRIM / BÂİN-İ ADLÎ / LARDES SYMPRA
(10 TEMMUZ 2025)
5.0
100% (1)