0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
221
Okunma

Gecenin alnına düşmüş bir yalnızlık lekesiyim,
Sükûtla konuşurum, yıldızlarla ağlarım.
Bir yaprağın düşüşünü duyar yüreğim,
Çünkü ben, rüzgârı içimde taşıyanlardanım...
Islak bir yastık, geceme şahit…
Her damlası, kalbimden süzülen bir ayettir.
Ben ağlarken sessiz, içimde tufanlar büyür,
Karanlıkta bir çocuk gibi sarılırım duama...
Bir derenin akışı kadar hüzünlü
Bir kuşun kanadı kadar kırgınım,
Ne zaman bir mazlum inlese yeryüzünde
İçimde bin sancı, bin isyan, bin sükûn…
Rabbim, bilirim…
Sen duymaktasın susanların bile çığlığını,
Yerde ezilen her adım, göğe kayıtlı.
Ve senin adaletin, bizim kelimelerimizin çok ötesinde.
Ben bu dünyada gülmeyi unuttum,
Çünkü bir annenin öksüz kalmış gözleri var aklımda,
Bir çocuğun, babasının tabutuna sarılışı
Benim kahkahama haram etti tüm sevinçleri...
Ey geceler, söyleyin Yaradan’a:
Ben sabrediyorum ama içim ağlar,
Ben sustum ama kalbim hâlâ haykırır,
Ben yaşarım ama ruhum kırık bir dua gibi dolaşır.
Yüreğimde yanan,
Ne bir isyan, ne bir kin;
Sadece adalet arzusu,
Sadece gökyüzüne uzanan bir bekleyiş...
Ey Allah’ım,
Gör şu karanlıkta yürüyen kulunu,
Ben kalabalıkların arasında yalnız,
Sessizlikte yankılanan bir ezgiyim...
Mazlumların gözyaşlarıyla ıslattım alnımı,
Onların feryadıyla yoğruldu her kelimem.
Senin rahmetin olmasa,
Ben bu yangının içinde bir an bile duramam.
Gülmek, bana fazla artık
Bir çiçeğin soluşunda bile
Bir ümmetin yası var gibi hissediyorum.
İşte bu yüzden içime kapanırım,
Ve orada, sana sığınırım…
“Ey kalbim, içindeki çığlığı sakın boğma,
Çünkü seni yalnız duyan,
Sonsuzluğu yaratandır.”
Erol Kekeç/28.06.2025/Sancaktepe/İST
5.0
100% (1)