0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
199
Okunma

Vakti zamanında bir çocuk toprağa söğüt ağacı diker.Sonrasında
söğüt ağacı büyür,çocuk da büyür.Bir gün gelir ki Toroslardan bir
yiğit küheylan atına binip bu dünyadan göç eder.Ardında bıraktığı
nice güzel anılar,bir ailesi ve bir de şu garip söğüt ağacı kalır...
Bir garip söğüt ağacı vardır,
Bir çocuğun elinde filizlenmiştir ki,
Çocukla beraber hayata gülümser...
Bir güz yağmuru düşer toprağa,
Bu dünya kervandır,göç diyarıdır ki,
Bir ekim günü usulca atına binip gider...
Geride yarım kalmış bir garip söğüt kalır,
Ve kovuğunda sakladığı hüznü ki,
Feryat olup dökülür dallarından şu dizeler...
"Kaç gün oldu bilemem,
Kaç yıl oldu saymaya çekinirim,
Atına binip bu diyarlardan gideli...
Şimdi altımda çobanlar türkü söyler,
Koyunlar yayılır gölgemde,
Daha dün doğan körpe kuzular meleşir...
Çocuklar gelir ziyaretime,
Bir yaz günü salıncak kurarlar dalıma,
Yüzlerinde bir tebessüm belirir...
Benim ise dışım şen şakrak,
Lakin içim kan ağlar da belli etmem...
Evvel zamanda bir çocuk sallanırdı dalımda,
Benimle beraber büyümüştü bu diyarlarda,
Lakin atına binip göç edeli çok oldu,
Yıllar şu garip söğüdün dalında külfet oldu..."
"Kaç gün oldu bilemem,
Artık saymaya dermanım kalmadı,
Birer birer toprağa düşen yapraklarımı...
Ben bir garip fidandım evvel zamanda,
Sen ise yeni adımlayan bir yavrucak...
Senin avuçlarında toprağa tutundum,
Dallarım büyüdü,etrafa serpildim...
Mevsimler geldi,mevsimler geçti,
Sen koca adam oldun,ben ise koca söğüt...
Bir gün geldi ki son bahar sabahıydı,
Sanki esen rüzgar ayrılık türküleri söyledi,
Bulutlar dallarıma göz yaşlarını serpiştirdi...
Sonra çiçekler açtı,sular çağlar oldu,
Lakin sen bu diyarlardan göç edeli
Şu taşlar,şu topraklar bana gurbet oldu..."
Yıllar ayları kovaladı,aylar ise yılları,
Zaman savrulan yaprak misali geçip gitti...
Kavuşmaya hasret kaldı söğüdün dalları,
Toroslardan bir yiğit küheylana binip gitti...
5.0
100% (5)