1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
171
Okunma

Bir ağustos akşamıdır,
İçinde bir hengame vardır ki
Ruhun yorulmuş,ruhun susmuş...
Bir bakmışsın ki gökyüzü kararmış,
Aklındaki türlü türlü fikirler
Yelkenlere binip açılalı çok olmuş...
Bir fısıltıymış rüzgarın sesi,
Meğer bu ses karanlığın dili olmuş...
Gün karanlığa çalarken gözlerinde,
Yüzüne sessizliğin izi vurmuş...
Bir ağustos akşamını düşün,
Şairane bir manzara varmış önünde...
Dolunay daha yeni doğmaktaymış,
Denizin dalgalarına takılan düşlerinde...
Ve gözler yalan söylemezmiş,
Ömrünü beklemeye adamış birinde...
Bir ağustos akşamıdır,
Ellerinde ayaklarında bir ağrı vardır ki
Sanki üstüne asırların yükü çökmüş...
Bir bakmışsın ki saçların ağarmış,
İçindeki sevinçler,umutlar,hüzünler
Balıkçılarla siftaha çıkalı çok olmuş...
Artık bir uğultuymuş rüzgarın esintisi,
Dalgalarda çırpınan birinin sesi olmuş...
Zifiri bir karanlık belirirken gözlerinde,
Alnına bir nebze umudun tozu konmuş...
Bir ağustos akşamını düşün,
Şairane bir manzara varmış önünde...
Dolunay daha yeni doğmaktaymış,
Denizin dalgalarına takılan düşlerinde...
Ve gözler yalan söylemezmiş,
Ömrünü beklemeye adamış birinde...
5.0
100% (2)