0
Yorum
2
Beğeni
4,0
Puan
195
Okunma

Yaşamın ilk soluğu muydu,
Yoksa yüreğimi saran o eski sessizlik mi?
Bir adım atsam düşecek gibi,
Bir adım dursam… kaybolacak gibi.
Kısılmış gözlerimde gün ışığı titriyor,
Seçiciliğim pas tutmuş bir aynanın kıyısında.
Ne göz merceğim ayırt edebiliyor hakikati,
Ne kalbim tutabiliyor geçip giden zamanı.
Işık hüzmeleri dağılmış yol kıyılarına,
Ne bir yön kaldı izlemeye değer
Ne bir iz, ardında umut barındıran.
Anlamsızlık çakıllarıyla örülmüş tüm patikalar.
Gözlerim, yorgun;
Yorgunluğun da ötesinde bir yılgınlıkta.
Zerreleri bile seçemiyor artık önümde,
Işımıyor hiçbir şey, ne sevda ne de gerçeklik.
Bana kimse “sen busun” diyemez artık,
Çünkü ben her şeyim ve hiçbir şeyim aynı anda.
Bir damla gözyaşıyla yıkanan geçmişim,
Bir çığlıkla susan geleceğim var avuçlarımda.
Ey kalbim, bu yol nereye gider?
Gözlerinle değil, iç sesinle yürü artık.
Zira gerçek görü, ruhun baktığı yerde başlar,
Ve huzur... yorgun gözlerin kapandığı anda taşar.
Erol Kekeç/02.06.2025/Sancaktepe/İST
4.0
100% (1)