0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
73
Okunma
Bir akşamüstüydün belki,
saatlerin tereddüt ettiği bir ân…
Bir sigara kadar tüttün içimde,
ve bir ömür kadar kaldın.
Gözlerin:
kalbimin duvarlarına çarpan eski bir şarkı gibi
hep aynı yerden kırdın beni,
ama ben,
bir daha, bir daha oradan geçtim.
Tenin rüzgârdı,
yüzüme dokunmadan içimi karıştıran…
Gülüşünse
bir kitap ayracı gibi kaldı
en sevdiğim cümlenin arasında.
Beni en çok sustuğun yerden anladın,
en çok gidemediklerinle kaldım.
Sana yazılmamış mektupların adresi oldum
ve hâlâ postacıya selam veriyorum.
Zamanı eğip bükmek istedim,
seninle tanıştığım ana geri dönebilmek için.
Ama takvimde o gün,
hep kıvrılmış bir yaprak gibi durdu
hep düşecekmiş gibi… ama düşmedi.
Çünkü aşk,
gidenin değil,
kalanın yandığı bir yangındı.
5.0
100% (1)