0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
147
Okunma
“Sonunda Tükettik Birbirimizi”
Sonunda tükettik birbirimizi,
Ne ilk gülüş kaldı, ne eski sitem.
Bir zamanlar göğe yazardık ismimizi,
Şimdi suskun hatıralar bir tanem.
Çarşamba sineması, solmuş afişler,
O eski bankta izimiz durur mu?
Kaldırım taşına düşen gözyaşım,
Belki de senin adın olur mu?
Saklardım seni eski bir defterde,
Adın silinmesin diye dua ile.
Bir sokak lambası kadar üşürdüm,
Hatıran düştükçe gece ile gündüze.
Bir mendil bıraktın, kenarı işli,
Oyalı, sabırla bekleyen gibiydi.
Kokun gitmedi, rengi solmadı,
Sana benzer bir sabah gibiydi.
Yarım kalan cümle oldun dudakta,
Ne zaman başlasam, sonu ayrılık.
Biz bir hikâyeyi değil, sevgilim,
İçimizdeki çocukları bıraktık.
Kahverengi paltom, yakasında rujun,
Elimde kalan en gerçek şey o.
Sensiz geçen onca kış, onca hüzün,
Biriktirdim sustukça, içimde çoğalıyor güzün.
Annem sorardı, “O kızı seviyor musun?”
Ben başımı öne eğerdim utangaç.
Bir gülüşüne ömrümü verirdim,
Şimdi elim cebimde, yüreğimde koca bir yamaç.
Bir çay bahçesinde küstük ilk kez,
Şeker erimeden kalkıp gitmiştin.
Sanki bütün mevsimler sonbahardı,
Sana “kal” diyemeden bitmiştim.
Fotoğraflar sarardı, mektuplar sessiz,
Radyodan geçen her şarkı senin.
Sana dair ne varsa, hâlâ taptaze,
Ama biz... biz çoktan eskimiştik sevgilim.
Kirli sokak lambası, tanık geceme,
Ceketimde kokun, solgun bir düş.
Bir ömrü seninle harcadım derim,
Ama sen hep “daha fazlasını istemiştin...
Bir gün gelir de, rast gelir göz göze,
Sakın konuşma, yeter ki susalım.
O an bil ki içimden geçeceksin yine:
"Biz bir zamanı değil, kendimizi yaktık aşkım..."
Savaş ÖZEL
5.0
100% (2)