0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
266
Okunma

Tam da toprağa değen trenler
Yılkı atlarının demir hali
Güneş yapraklarımızı araladı
Kuşlar yıkılır bülbül olanda
Uzandığında gitti yalnızlık
Şişenin dibinde kalan su
Erguvan kekikle çapraşık
Masal sandalyemizde karıncalar
Elimdeki tüyü mürekkebe buladım
Şu yalpasında aşkla dalan
Nefesleri sıralı gümüş mavi yongalı
Iranmış tutsaklık ile yıkanık
Demir tekerler
Ne zor onların yıkanması
Uyuması yahut soluması bir havayı
İkiz doğurdu gözlerim
Kasvetli kaşlar arasından
Misk ü amber boşaldı canımdan
Bir ara kıraç içiyordu küheylan
Solmuş alnımızdaki öpücük
Titrek kadife bacaklarla
Akasyalar bahçesinde sulandım
Kondüktör kalmadı şapkası müzede
Takatuka da etmiyor türküler
Elektrikli körükler arasında
Çaylar ve kahveler... eridi saatler
Samimi düşlerde buldum sırrını
Kim düşler yarını ve varını
Alsa gitse de ömrümüzden baharı
Lokomotifler aşkla doğsun anadoluda
Belki orada belki burada
Kalbimde dursa da
Nutkumla yutkunsa da
Zamanla
Aşkla
İmanla...
5.0
100% (1)