3
Yorum
45
Beğeni
5,0
Puan
513
Okunma
Getirdim suyu,
toprak burası.
"Keşke ısırgan ekmeseydin kalbime,
kendi göğsüme el süremiyorum..."
Ayağı kırıldı atların,
hiç yaprakla tanışmamış,
bir dal parçası elimde.
En son seni gören gözlerimi görmek için
bir ayna arıyorum...
Geceleri bırak,
ben artık gündüzleri de sabahlıyorum.
Göğsümde karıncalanan karıncalar,
karınca kararınca
yaz günü kış uykusuna yattılar...
Ellerime bıraktığın izin kaybolmasın diye,
alkış tutamıyorum sana.
Her şeyini tamam ettiysen,
gönder beni birazına...
"Bir boşluktan sarkıtılmış zaman gibiyim,
uçurumun sabrına tutunuyorum,
düştükçe içime,
yükseliyorum sanıyorum..."
Tenimde yankılanan eski bir dua var:
"Sabırla susan dil, en çok içini ağlatır."
Ben seni bin şiir anlatırım da,
beni sana
bilmem hangi ölüm anlatır...
"Ben sende gömdüğüm bedenimi,
şimdi hiç bilmediğim mezarlarda arıyorum.
Hesabım bekliyor beni sıratta,
sahi olanlar
görünmüyor suratta..."
İsmail Yılmaz
5.0
100% (9)