1
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
314
Okunma
yol da yolcu da içine düşen insan
gözleri mahşer çeken boşluğun kırbacı
Gül’ün dikenlerine de döker narin yapraklarını
doğduğum toprakla aramda a sır
kesilen söz göbek bağım
eğilip eğilip ellerini öptüğüm ana diyarım
konup göçen kuşların taşıdığı
bir yanım hep eksik
okuyup durduğum şiirden masallar
ana dilimden emdiğim
hasret ki genzimde zehir
rüzgârın ektiğini yeşertirken penceremde güneş
dağları taşları yıkar yağmurlar
bir kırlangıç dillenir
“yıkılsın çatısı ufkun” der, uçar
saksıda tomurcuk nazını ağlar toprağa
kehribar tesbih dağılır babamın ellerinde
deli bir derviş yırttıp hırkasından
bir parça yamayı
göğsüme deva diker
eğilen iğne çuvaldız ağzıyla
yaranın dilini açar gamsız kabuğa
göğün gözünden yerin yüzüne
içli bir yaş düşer
âh!
Vaha Sahra
20 Nisan 2025
00:04
5.0
100% (7)