0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
155
Okunma
Bazen adın dökülür eski bir günlüğün arasından —
solmuş bir sayfa, unuttuğun satırlarla dolu.
Bir bilet düşer yere —
gidip de dönmediğin istasyonun hatırası.
Ve sessiz bir “Nasılsın?”
çırpınır mesaj kutusunda — gönderilmemiş ama hissedilen.
Pencere önünde durursun,
rüzgarın fısıltısında ararsın sesini.
Dönersin... Kimse yoktur,
ama havada kalan kokun sanki az önce geçmiş yanından.
Bazen sandalyenin karşısındaki boşluk
oturur benimle karşı karşıya.
Bir fincan çay soğur —
içilmemiş bir gecenin şahidi gibi.
Fotoğraflar artık konuşmaz,
ama onların sessizliği senin yokluğuna benzer.
Gözyaşları bile çekinir yanaklarımdan akmaktan,
çünkü adını dudaklarım dua gibi fısıldar.
Rüyalarımda dönersin bazen,
ama her seferinde biraz daha uzak,
biraz daha puslu...
ve ben elimi uzattıkça — sen yarın olursun.
Avucumda tutuyorum senin için sakladığım bir “Bekle beni...”
ama ne saat çalışıyor,
ne de kapı çalıyor...
5.0
100% (2)