2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
343
Okunma

Zülkarneyn, Kur’an-ı Kerîm’de Kehf Suresi’nin 83–101. ayetleri arasında anlatılan, Hz İbrahim (a.s.)’ın ümmeti olma şerefine layık olan ve onun duasını alması birlikte Dünya’yı fetheden komutan, Allah’ın Salih kulu idi. O Allah’ı sevmiş, Allah’da onu sevmişti. Hiç kimseye verilmeyen her türlü sebepler,imkanlar ona bahş edilmişti. Teyzesinin oğlu Hızır aleyhisselamı kendisine vezir, ordusuna kumandan tâyin etti. Zülkarneyn aleyhisselam insanlara, güzel muâmelede bulunarak hak dîne dâvet etti. İnanmayanların da üzerine yürüdü ve onları karanlıkta bıraktı.
Hz. Ali; Zülkarneyn hakkında:
Bulutlar ona yol aldırır
Yollar ona düzeltilir
Nurlar ona döşenip yayılır
Kendisine gece gündüz bi r olurdu. Demiştir.
Yecüc ve Mecüc: İki dağ arasında yaşayan bir kavim, Zülkarneyn’den Yecüc ve Mecüc’ten korunmak için yardım ister. Çünkü Yecüc ve Mecüc’ün yeryüzünde fesat çıkardığını söylerler. Zülkarneyn de demir ve erimiş bakırdan bir set inşa eder.
Enbiyâ Suresi 96-97’de şöyle geçer:
"Yecüc ve Mecüc (seddi) açıldığında ve onlar her tepeden akın ettiği zaman, gerçek vaat (kıyamet) yaklaşmıştır."
Kıyamete yakın Yecüc ve Mecüc Seddi aşarak, Dünya’yı talan edecekler. İnşallah gözler görmez.
B u Dağın , Kailaş Dağı ,Tibet’in güneybatısında Transhimalaya’nın bir kısmını oluşturan dağdır.
En doğrusunu Allah bilir.
Kehf Suresi
﴾83﴿ Sana Zülkarneyn hakkında soru soruyorlar. De ki: “Size onunla ilgili bir parça okuyacağım.”
﴾84﴿ Gerçekten biz onu yeryüzünde iktidar sahibi kıldık, ona (muhtaç olduğu) her şey için bir yol öğrettik.
﴾85﴿ O da bir yol tutup gitti.
﴾86﴿ Nihayet güneşin battığı yere varınca, onu kara bir balçıkta batar (gibi) buldu. Orada bir kavme rastladı. Bunun üzerine biz, “Ey Zülkarneyn! Onları ya cezalandıracak veya haklarında iyi davranma yolunu seçeceksin” dedik.
﴾87﴿ O, şöyle dedi: “Haksızlık edeni cezalandıracağız; sonra o, rabbine gönderilecek; Allah da ona korkunç bir azap uygulayacak.
﴾88﴿ İman edip iyi şeyler yapan kimseye gelince, onun için de en güzel karşılık vardır. Ve ona işimizden kolay olanını buyuracağız.”
﴾89﴿ Sonra yine bir yol tutup gitti.
﴾90﴿ Nihayet güneşin doğduğu yere ulaşınca, onu öyle bir kavim üzerine doğar buldu ki, onlar için güneşe karşı bir örtü yapmamıştık.
﴾91﴿ İşte böyle oldu! Biz onunla ilgili her şeyi ayrıntısıyla biliyorduk.
﴾92﴿ Sonra yine bir yol tuttu.
﴾93﴿ Nihayet iki dağ arasına ulaştığında bunların ötesinde nerede ise hiçbir sözü anlamayan bir kavim buldu.
﴾94﴿ Dediler ki: “Ey Zülkarneyn! Bu memlekette Ye’cûc ve Me’cûc bozgunculuk yapmaktadırlar. Bizimle onlar arasında bir sed yapman için sana bir bedel ödesek kabul eder misin?”
﴾95﴿ Zülkarneyn şöyle cevap verdi: “Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret sizinkinden üstündür. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım.
﴾96﴿ Bana, demir kütleleri getirin.” Nihayet (vadiyi demirle doldurup) iki dağın arasını aynı seviyeye getirince, “Ateşi körükleyin!” dedi. Artık onu kor haline getirdiği vakit, “Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim” dedi.
﴾97﴿ Artık onu ne aşabildiler ne de delebildiler.
﴾98﴿ Zülkarneyn, “Bu, rabbimden bir rahmettir. Fakat rabbimin vaadi gelince O, bunu yerle bir eder. Rabbimin vaadi haktır” dedi.
﴾99﴿ O gün (kıyamet günü) biz onları, birbirine çarparak çalkalanır bir halde bırakmışızdır; sûra da üfürülmüş, böylece onları bütünüyle bir araya getirmişizdir.
﴾100-101﴿ Ve (dünyada iken) gözleri beni hatırlatacak delillere kapalı bulunan, vahye kulak vermeye de tahammül edemez olan kâfirleri o gün cehennemle yüz yüze getirmişizdir.
Gönlünde adalet, elinde kılıç,
Geçerdi çölleri, dağ ile yamaç.
Zalime karşıydı her daim hınç,
Zülkarneyn yürürdü, yollarla barış.
Doğuda güneşin doğduğu yere,
Uğradı kalplerde susmuş bir yere.
Dedi ki: “İyilik göstersin ere,
Kötüye azaptır Allah’ın yeri.”
Sonra yöneldi o batı diyarı,
Görmezdi karşında ne dağ ne arı.
Adil bir sultandı, yıkmazdı arı,
Yürekten yükseldi halkın duâsı.
İki dağ arası çığlıkla dolar,
Yecüc, Mecüc yine fitneyle salar.
Dediler: “Ey Sultan! Bizi de kollar,
Sed kur ki düşmesin bu canlar azar.”
Topladı demiri, bakırı eritti,
Bir dağla bir dağı örerek bitti.
“Bu set,” dedi, “Rabbim dilemedikçe,
Açılmaz, ne kudret yıkar ne itki.”
Zaman geçecek, o set de yiter,
Yecüc, Mecüc yine korkuya iter.
Fakat o kul Allah’a yönelir,
Zülkarneyn örnektir, her an her seher.
Bu Dağın , Kailaş Dağı ,Tibet’in güneybatısında Transhimalaya’nın bir kısmını oluşturan dağdır.
En doğrusunu Allah bilir.
şiir: Anonim
5.0
100% (4)