1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
386
Okunma
Hz Musa (a.s.) Mısır’dan Medyen’e Gelişi
Hz. Mûsâ aleyhisselâm’ın bir Kıptî ve Sıptî’nin arasında yaşanan bir kavgada tek niyeti onları ayırmak olma kasti ile yaşanan talihsiz olayda başına gelen hadiseler...
“Mûsâ, ahâlîsinin habersiz olduğu bir sırada şehre girdi. Orada, biri kendi tarafından, diğeri düşman tarafından olan iki adamı birbiriyle dövüşür buldu. Kendi tarafından olanı, düşmana karşı O’ndan yardım diledi. Mûsâ da ötekine bir yumruk vurup ölümüne sebep oldu. (Bunun üzerine:) «–Bu şeytan işidir. O, gerçekten saptırıcı, apaçık bir düşman!» dedi.” (el-Kasas, 15)
Ve Mısır’ dan ayrılıp Medyen’e gitti.
1. Saraydan çobanlığa gelen bir muhacir Hz. Mûsâ
2. Vurdumduymaz tavırları ile sadece kendilerini düşünen bir topluluk
3. Hayâ ve iffetleri ile öne çıkan Hz. Şuayb’ın iki kızı
4. İlim ve tecrübesi ile öne çıkan Medyen’in salih insanı Hz. Şuayb peygamber
“Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü. Bunların yanında da koyunlarını suya salmamak için uğraşan iki kız gördü. Mûsâ onlara, “(Koyunlarınızı burada tutmaktaki) maksadınız ne?” diye sordu. Onlar, “Çobanlar sulayıp çekilinceye kadar biz koyunlarımızı sulayamayız. Babamız ise çok yaşlı bir adamdır” dediler.” (Kasas 28/23)
“Bunun üzerine Mûsâ onların koyunlarını suladı. Sonra gölgeye çekilip, “Rabbim! Bana göndereceğin her hayra muhtacım” dedi.” (Kasas 28/24)
“Nihayet kızlardan biri utana utana yürüyerek ona gelip, “Bizim için koyunlarımızı sulamanın ücretini vermek üzere babam seni çağırıyor” dedi. Mûsâ, onun (Şu’ayb’ın) yanına gelip başından geçenleri ona anlatınca Şu’ayb, “Korkma, o zalim kavimden kurtuldun!” dedi.” (Kasas 28/25)
“O iki kızdan biri, “Babacığım, onu ücretle tut. Çünkü ücretle istihdam edeceğin en iyi kimse, güçlü ve güvenilir olandır” dedi.” (Kasas 28/26)
“(Şuayb) dedi ki: Bana sekiz yıl çalışmana karşılık şu iki kızımdan birini sana nikâhlamak istiyorum. Eğer on yıla tamamlarsan artık o kendinden; yoksa sana ağırlık vermek istemem. İnşallah beni iyi kimselerden (işverenlerden) bulacaksın.” (Kasas 28/27)
“Mûsâ, “Bu seninle benim aramdadır; bu iki süreden hangisini doldurursam doldurayım, bana haksızlık yok! Söylediklerimize Allah şahittir” diye cevap verdi.” (Kasas 28/28)
Bir çöldü hayat, suskun ve derin,
Kalbinde saklıydı hikmetin serin.
Musa yürürdü, yorgun, yaban,
Bir firar, bir arayış, içi duman.
Geceyi deldi bir yıldız gibi,
Medyen’e vardı, gözlerinde sükûnet tipi.
Kuyu başında kızlar, narin umut,
Çekti suyu, yürek oldu kabuk.
Şuayip’in evi, nurla bezeli,
Yaşlı bir peygamber, sözleri ezeli.
"Sen garip değilsin, ey Mısır’dan kaçan,
Kalbinde hak var, gözünde yanan."
Musa eğildi, teslimle doldu,
Onun yanında zaman yavaş soldu.
Çoban oldu dağda, bastı toprağa,
Asa tuttu elinde, yürüdü duaya.
Şuayip dedi: “Sabırla yoğrul insan,
Her sınavda vardır Rab’bin imtihan.”
Musa dinledi, suskun ve temiz,
O öğütlerle yeşerdi bir iz.
Sonra bir gün dağda bir nida,
Ağaçtan yankılandı ilahi seda.
Musa geri döndü, ellerinde nur,
Firavun’a karşı bir söz, bir gurur.
Şuayip gülümsedi, "Artık vaktin geldi,
Hak yolcusu oldun, yürek erdi."
İki peygamber, bir kaderde aktı,
Biri öğretti, diğeri Hak’la kalktı.
5.0
100% (5)