3
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
310
Okunma
bu modası geçmiş ceketim
markasız gömleğim
pejmürde giysilerim yanıltmasın sizi
sandığınız kadar yoksul değilim
hatta ve hatta…
hiç aşklarımı bahşiş niyetine bırakıp
saman alevi mutlulukları çarçur etmekten yana
kalburüstü zengin bile sayılırım
bu çatık kaşlara
bu ölü köpek bakışlarına aldanıp
mutluluk nedir bilmemiş
ömrü hayatında bir kez bile doyasıya gülmemiş de
sanmayın beni
bir vakitler benim de güneş damladı içime
gözlerimin mavisine sürmeli bir sevinç sürüp
bu şehrin her sokağını çok çınlattım kahkahalarımla
çok çırpındı kalbim
silah sesine havalanan bir serçe telaşında
aşka boynum kıldan ince deyip
ben de girdim o yasak bahçeye
haram helal demeden
aşkı ceplerime doldurup
şarjörümdeki son kurşunu öper gibi
ben de öpüp kokladım aşkı
ayrılık kapımı çaldığın da
çok yağmur giyindi gözlerim
yumruğumun izi kalırken taş duvarlarda
kamikaze pervaneler gibi çok yürüdüm ateşlere
y o k s a…
başka dudaklarda kirlenirken onun adı
tırnağımla avuçlarıma kan vadileri açıp
“hadi bitir işimi yoksa ben bitireceğim” diye
racon keser miydim Azrail’e…