9
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
667
Okunma

bizi severlerdi iyi yenildiğimiz için
çiçeklerin düşüşünü izlettiler sonra bize
seslerin, bakışların, kalplerin düşüşünü
tutup sanat yaptık bu düşüşlerden
evine döndü yazacak bir şeyi olmayanlar
arkalarından onları izledi otomobiller
ve egzoz bulutlarının homurtusu
doluştular çağın kalabalık ağzına hikâyesi olmayanlar
törenle verildi onlara susmanın Oscarı
ciddiye almasalar da severlerdi bizi
en öndeydik aşk için başlatılan savaşlarda
hiç inanmadık his pazarındaki hükümdarların
“aşk anlam olarak ölüdür” sözüne
hiç inanmadık çünkü bilirdik sevişmeyi
onu duyguların toplantısında bulmuştuk
herkes bir şeyin ustası olmuştu zamanla
ben de bir keresinde avuçlarımı ışıkla doldurup
“ayaklanmanın ustasıyım!” diye bağırmıştım dünyaya
eşlik etmişti sesime uzaklığın görkemi
ve gönderilmemiş mektupların duygu olma olasılığı
sonra dünya aniden bana doğru dönüp
“senle aramızdaki sorun daha büyük Kürt sorunundan”
diye alay etti benimle sarhoşluğun tanrısıymışım gibi
severlerdi dışavurumcu yanımızı, alkışlarlardı
korkmazlardı bizden çünkü dilimiz çiçeklerin alfabesiydi
biz sevmezdik onları, biliyorduk
seslerin iklimini öldürüp nasıl yol kenarına attıklarını
ve her defasında buna kaza süsü verdiklerini
biliyorduk dilinden düşürmedikleri vatan sevgisinin
onlar için alınıp satılan bir şey olduğunu
nasıl tükettiklerini demir dudaklarıyla öptükleri
ve adına halk dedikleri o çukuru
biz sevmezdik onları, çünkü biliyorduk
askerlerini toplayıp acımasızca bir gülüşe saldırdıklarını
neyse ki hatırlardım çağın kalabalık ağzına rağmen
anlamak bir deniz ismiydi
onun kıyısına otururdum haklılığın acısını hafifletmek için
hafiflemezdi ne yapsam titrerdi avuçlarımdaki ışık
geceye bir yanılgı bırakıp çıkardım evden
dönünce uyumuş olarak bulurdum onu
ve sürekli tekrar ederdim, sürekli tekrar ederdim
seslerin iklimini öldürenlerin yüzlerine karşı
“haklı olanın sözcüklerini durduramazsınız!”
5.0
100% (7)