0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
102
Okunma
Sana anlatıyorum işte,
Kelime kelime dökülüyorum önüne,
Harflerin arasında bir yüreğim var,
Ama sen bakıyorsun sadece,
Görmüyorsun, dokunmuyorsun.
Duyuyor musun beni?
Sana bir ağacın kuruyan dalları gibi kırılıyorum,
Bir fırtınanın ortasında savrulan yaprak gibiyim,
Ama sen sessizsin,
Sözlerim boşluğa düşüyor.
Anlaşılmak istiyorum,
Sana tüm çıplaklığımla uzanıyorum,
Ama ellerin yok beni tutacak,
Gözlerin boş bir cam gibi,
Beni içinden geçip gidiyor.
Bir yürek lazım bana,
Benim gibi sızlayan, benim gibi anlayan.
Her şeyimi gören, her şeyimi hisseden,
Ama biliyorum, yok…
Yok, çünkü dünya böyle değil.
Sana güvensem mesela,
Tüm sırlarımı önüne sersem,
Yarın bir başkasına taşır mısın beni?
Bir can yanışı kadar kolay değil mi?
Bir ihanete bakmaz mı insan?
Sana yükleniyorum belki,
Ama bil ki bu yalnızlık yoruyor beni.
Bir duvar gibi susuyorsun,
Ve ben kendi sesimin yankısını dinliyorum.
Bir gün gelir misin bana?
Tüm maskelerinden sıyrılıp,
Yüreğini yüreğime koyup,
"Ben buradayım, seni anlıyorum" der misin?
Yoksa hep böyle uzak mı kalacağız?
Sana bir şey diyeyim mi?
Belki kimse anlamayacak bizi,
Belki dünya hep sessiz kalacak,
Ama yüreğimde bir yer var,
Orada hâlâ bir umut büyüyor.
O umut ki seni bekliyor,
Beni gerçekten gören bir göz,
Beni gerçekten tutan bir el.
Ama o güne kadar…
Kendi içimde bir ev inşa ediyorum,
Kendi yalnızlığımı sarıyorum.
Ve bil ki,
Bir gün seni de içinde saklayacak bu ev.
Ama o güne kadar,
Anlatıyorum işte,
Ve yine de,
Anlaşılmayı bekliyorum.
RAMAZAN ACAR