2
Yorum
39
Beğeni
0,0
Puan
592
Okunma

benzimin solukluğuna yürüdüm
her adım bir masal kadar
gözlerimde kalkan dilimde bir kurşun kadar
her adım bir dünya her an bir mezar
yüreğimi taşıyorum kaybolmuş bir kenar kadar
ruhlar çölde kaybolur su yoktur, kanar
kaç hece eder ki bir ey ve ah
hiçlikten bir parça kopar hüngür hüngür ağlar
ve efsuslar ölümle barış yapar bir sabah
....
eriyen güz rengidir
küstüm bağlarında yedi verenin
anla ki bozulmuş
kanatlanmış acıların
trajik bir öyküye ağaran
şakaklarından süzülen kır damlası
bir veda busesi kondurmuş aklına toprağın
ama öylesine karanlıksın, öylesine hazin
ya okyanusa dalan şu yorgun güneş
ya göz kapakları ağrıyan şu yıldız
ya da sen
sessizce kayıp gitmektesin
iki cümleden doğmuş
göbeği kesilmiş bir şiirsin artık
bir varmış bir yokmuş anla ki tarih olmuşsun
hadi emzir acını taşlara
ne sefası kalmış akşamların
ne turuncusu bir sabahın ne de filintası yılların
anla ki yorulmuşsun anla ki uyumuş
zaman da ölür, kendi geçmişine gömülürmüş
ne geleceği kalırmış sonra ne de bir genişliği
gül dalından kuru aya
İnsan kanından maveraya
çekilirmiş birden çekilirmiş kalabalıklar tenhaya
kül yüzünde donuk bir hayret
tanımsız bir korku
şu "can kuşu" dedikleri var ya can
palazlanır da bir gün
özgürlüğünü görür zindanını üzdürürmüş
sonra da bir avuç çığlık
kopmuşsun en ince yerinden
buyruğuna teslim olmuşsun rüzgârın
yazılmış, bir imzaya kalmışsın
anla ki ölmüş
anla ki üşümüşsün
ne zikzakları kalmış baharın
ne de paltosu bir hayatın
anla ki hepsi düşmüş
_boran