Yıldır kalemi, dorut divittten
Kehkeşansız dağdağanın ikbalinden kopan
Pusatın gönlü tazelediği
hecesin sen
El kıyısında dile vurmuş
Girdabın nefesiyle diri ve taze
Henüz doğmamış düşlerinle
Kahramansın sen
Şakaklarından
gül kopsun
mavi dolsun sakalına
Erisin kara
gece ve posta katarı
Çeşmeden süzülsün gökbörü
Ay ışığını öperek büyüsün kelebekler
Kadınlar su gibi olmalı rüyalara doğru
Gül küsmeden lale incinmeden
Bahara koşmalı yasemenler
Eresin gökyüzüne bana kuş kanadı gerek
Ihlamurlar altında çeyrek bakışlı dakikalar
Kalbimde huşu içinde dursun sarı güvercinler
Yazmandan akıyor iki cümle
hasret Boğuyor beni kara yazısı daktilonun
Eğilmeden gönlüme razı olamam
Mana senin gönlünden geçen kara melodi
Kalenin burcunda
güneşi öp
Yurdu selamlasın radyolar
Merdiven mozaik ve doksan kokar seksene doymuştur çünkü
Müşkül olmam
aşk içerim çünkü
Virane olmak ne doğrudur
Dürüstlük kervanında
Feryat eden
maviyi tut, ben yoldum sakalımı
Hangi türkü radyonun soğuk telinde
Güvercin sıcaklığında
Şimdi az ötede uyuyan
güldeste
İki nazım bir canım ve kader
Elimde şarkılar
Seni sormak için yazdım bu şiiri