3
Yorum
35
Beğeni
5,0
Puan
531
Okunma
kirpiklerinde soytarı bulutlar,
denize koşan ırmaklar avuçlarında.
mülteci heveslerde rengarenk,
şah damarından uzaklarda,
ölmeye yüz tutmuş yediverenler.
- bak yine çakıl taşlarıyla vuruldu
seni sevenler...
beş vaktin tamamında,
ezan ertesi dualardasın.
cehennem alevine minnet ettiren bakışlarınla,
karabasan öldüren rüyalardasın...
kırıldı kapısı kalenin,
tek bir gülle yemeden.
geçer mi ?
siyahları gökkuşağı sanan bu ömrüm,
seni her gün sevmeden...
- yak yandığım alevler alevlensin
gönlüm seni gördüğünde güzelsin...
duyulmaz o yurtta yutulmuş hıçkırıklar,
başak kokulu güz günümsün burnumda.
parmak uçlarından gerisini anlatamıyorum.
saklı sükutlarla saat saat,
kendi zincirimi örüyorum tırnaklarına...
ay ışığı ağlar senin olmadığın geceden,
özgesine söz düşmez hiçbir heceden...
- ak düştü ruhumun ormanlarına,
senden gerisi gerekmez yarınlarıma...
bilmem ne kadar ömrün sonuna yaklaştım,
bilmem bu kadar siyahken nasıl aklaştım.
bilmem kim kaçırdı ruhumun boğçasını,
saldım semaya gönlümün uçurtmasını...
" gökyüzlüm, bırak emanet bir tel saçını,
ruhum kuşansın aşk acısını..."
İsmail Yılmaz
5.0
100% (17)