2
Yorum
16
Beğeni
0,0
Puan
497
Okunma
falın f’sine inanmazdım
hiç de sevmezdim o meymenetsiz falcıları
koştur koştur falcıya gidenleri içten içe küçümser
iskambil kağıtlarında aşk arayanlara
katıla katıla gülerdim
şimdiyse…
“üç vakte gelecek” desinler diye
falcılara şaklabanlık yapıp
ters dönmüş fincanlara el altından rüşvet veriyorum
belki falımda sen çıkarsın diye…
en kurak mevsimde bile
yağmur duası gibi özlemlerimi asıyorum gök kubbeye
her gök gürlediğinde
belki avazımı duyarsın diye…
yazanın yüreğini içine koyduğu ama zarfını kimsenin açmadığı
sahipsiz mektuplar gibiyim
dönüp dolaşıp
iadeli taahhütlü olarak hüzne öykünüyor
Rus ruleti oynar gibi hep kendime tetik düşürüyorum
seni göstermeyen aynaları bir bir kırdım
senin olmadığın resimleri yırttım
sensizliği gösteren bütün saatleri yumruğumla duvara mıhladım
sensiz zamansızım bil diye…
bir maden ocağı gibi kazıyorlar kalbimi
ser verip sır vermiyorum
hınca hınç seni gizliyorum içimin labirentlerin de
sana saklıyorum içimdeki cevheri
gel de kazma kürek kaz diye…
ah yarım kalmış avazım
ölüm dediğin mezara girmekse
er kişi niyetine
her mezara ben gömülüyorum
sen içimde ölme diye…