2
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
426
Okunma
inandırılmış bir Yusuf gibi
kör kuyulara düşüp
bu haritasız çölde
dudaklarını zemzem bilip
neden sana koştum
kül olmuş vahanda
kendimi ateşe sürüp
inatla
neden seni sevdim bilmiyorummm.
her cephede yenileceğim bir savaştı
ve dört kitabın dördünde haramdın sen
kuş sütü eksik sofraları
elimin tersiyle itip
neden senin kekre aşkını
gönlüme katık ettim
hiçbir kadına açılmayan kalbimin paslı kapılarını
neden sana açtım
bilmedim ve hâlâ da bilmiyorummm.
onca renk karmaşasında
neden senin rengine boyadım içimin tuvalini
doğduğu nehre ölmeye gelen
kızıl somonlar gibi
neden senin sularında yüzdüm
uçurumlardan uçurum beğenmedim de
neden senin avuçlarına bıraktım kendimi
kesinlikle bunu da bilmiyorummm.
olur da bir gün aşka düşerse yolum
yine aşka tetik düşürüp
yine aşka açarsam kapılarımı
kafesinden firar etmiş bir Anka gibi
yine aşka kanat çırparsam…
böyle körü körüne
bir daha asla sevemem
bak işte bunu iyi biliyorummm.