0
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
354
Okunma

Ansızın puslu bir gecenin karanlığında
Hilale çalsın şu gök kubbe,
Işğı yol gösteren olsun
Şu Türk’ün kutlu yürüyüşüne,
Pususu bir kılıç olsun
Saplansın zalimin zulmüne...
Kızıla çalsın şu Kafkaslar
Altaylarda at koşturmaktır vuslatım,
Beyazlara boyansın şu Rumeli
Tunaya hasrettir mısralarım...
Zamansızca çalsın şu antika saatim,
Göğün direği gök maviye boyanıp
Ayla yıldız buluşana kadar...
Dörtnala koşsun doru tayım,
Al Sancağı yadigarı bilip
Ötüken’den Mostar’a kadar...
Kızıla çalsın şu Kafkaslar
Altaylarda at koşturmaktır vuslatım,
Beyazlara boyansın şu Rumeli
Tunaya hasrettir mısralarım...
Apansız seyreylerken ufukları,
Bandırma Vapuru’nda yankılanır
Bir yiğidin kurtuluş nidaları...
Geçip giderken şu amansız bozkırları,
Bir bahar ayı Semerkand’da kurulur
Ulu bilgelerin, Yunusların otağı...
Kaleme alırken şu öksüz mısraları,
Tanrı Dağlarında duyulur
Kopuzumun haykırışları,elemli hıçkırıkları...
Kızıla çalsın şu Kafkaslar
Altaylarda at koşturmaktır vuslatım,
Beyazlara boyansın şu Rumeli
Tunaya hasrettir mısralarım...
Olur da birgün kaybolursam karanlıkta,
On altı yıldızda belirir,şanlı bayrağım...
5.0
100% (8)