0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1105
Okunma
ovidius’un öyküsündeki
pygmalion-galateia aşkını bende okumuştum
aynı ağacın dalı gibi
eşit sayılırdık artık
ama ben ayışı altında çukurova sıcağında sana
ruzgar-ı vası beklerdim
çeşm’inse yaşadığım yere benzerdi
bakmadığın zaman liğdaki gönlüm
o yere de küserdi
içine düştüğüm köklenen harc-ı sevdam
her duanın âmin’i
pinhan nalân
dikiz aynam
sarı saçını, gül sesini
insanın öteki adı bir memleket türküsü gibi
-bilmem kaç zaman-
saklanmış duygularıma gizlerdim
zira
papaz eskisi bir imam?da değildim ailesinin reddettiği
almadım da elime mekke sazını
dümen suyuna da yatırmadım kâbe sabanını
yalvarmadım da ötekisinin duasını sustursun diye
kendi tanrıma
rüşvette teklif etmedim azrail’e
-yaradılışın yasası-
şiddet kültürünüde,savaş arabalarını da ben oluşturmadım
saldırgan tek tanrıcılıkları da
içmemiştim de
tanrı şiva’nın bulduğu söylenen
sufi’lerin vecd için kullandıkları
vijemia’yı
sisyphos sabrı gösterirken cardela’da
oysaki
canlılar dünyasında bir mermi ıslığı hızında geçerken zaman
monicho’ydu isa’nın
insanlığı kurtarmak için öldüğüne
-inanmayı- rededen
insanların,
’işlediği günahların nasıl bir ceza gerektiğini öğrenmek için’
papaza gittiğini
ve
insanların
’yüreklerindeki tanrılarına günah çıkarmaları gerektiğini’ söyleyen
ve ben, zamanın
yaşamımızdaki akışını
tekmelerken
şeridi bozuk bir daktilo gibi
at arabası tekerleğinden oyuncak yapan
ve
küllerden ateş icat eden
ardıç kökü yanığı çocuklar
-yağ satarım bal satarım’lı oyunları-
boş margarin teneke kutusu destekli
tulumbalı evlerinde
küncüsü dökülmüş bir çörek gibi oynarlardı
ve o
çocuklar
emanet su damlası çocuklar
katıksız şahdamarlı asma koruğu çocuklar
bir balık gibi, kuşa uçmayı
bir kuş gibi, balığa yüzmeyi öğretirlerdi
tarla fareleriyle seyhan nehrinde çimerlerken
tuhaflar tuhafı dertli bir gelebicin
aragondan
- mutlu aşk yoktur’u - söylerdi
kenan can yoldaşlar