0
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
424
Okunma

Ne vakit ruhum acıksa uzun upuzun yollara
Bitiveriyor ölüm meleği kapımda
Adını bilmedigim deniz gören caddelerde soluyor çiçekler
İmbatı susuyor
Nabzı duruyor ömrümün
Kireçlenmiş kelimeler yırtıyor boğazımı
Gözyaşlarımla kırılıyor düşlerimin kanatları
Işıkları sönüyor gurbet tüten şehirlerimin
Bilinmeze sevkeden virajlar kusuyor yüzümüze
Dur ey yarım kalmış talip
Göçün kutsanmadan bu telaşla nereye
Tedirginliğimin gözlerine veda etmemle derin bağlantısı var
İşte bu sebepten acıyla nikahlı yüreğim mütemadiyen kanar
Uzakların çağrısından şikayetçiyim ey talip
Yol türkülerinin şırasını temizlemeyezsem ruhumdan
İyot kokusuna müptela ciğerlerim lime lime dökülecek
Ağzımdan ve burnumdan
Martı çığlıklarını susturun
Sesini kısın dalgaların
Ve heybetini gizleyin zümrüt dağların
Davetiye çıkarıyor içimdeki uzaklara
Dur ey yarım kalmış talip
Göçün kutsanmadan bu telaşla nereye
Aklım kaybolmadan karanlık dehlizlerde
Bulmak istiyorum kendimi bir yol üstü
mesiresinde
Ardımda bıraktığım sakızlaşan hüznümün buğusuna kazısam adımızı
Neşet Ertaş ustanın narkozu eşliğinde
Koyulsam yeniden güneş batan yollara
Işıklar aksa içerime içerime
Yorulsam fikrimin neşvesiyle
Sonra çoğalsam tarhlarında çiçeklerin
Dik sokaklarında yakalansam rüzgârına
Mavi pencerelerinden dalsam begonvil kokan evlere
Tutunsam tanımadığım yüzlerin düşlerine
Ne vakit acıksa ruhum uzun upuzun yollara
Bitiveriyor ölüm meleği kapımda
Bitmiyor içerimin güzergahları ne var ki
Adam olan tüm hislerim alınıyor mengeneye
Dur ey yarım kalmış talip
Göçün kutsanmadan bu telaşla nereye
5.0
100% (4)