ikliminin susmak olduğu coğrafyanın
betimsiz manzaralarında ,
uçmayı henüz keşfetmiş kuşların kanatlarından
hiç konuşulmamış kelimeler çırpınır.
asırlık çınar payına düşeni alır ,
alır da gövdesinde biriktirir .
sonra , gölgesinde serinleyen dervişe anlatır .
sorsan ona bir esimlik hikayeleri vardır .
ama nicedir çığlığın hasretiyle tutuşur derviş .
sorsan nicedir kadim efsanelerin kahramanıdır .

asırlık çınar birden
doğrulur ulu göğün tavanına .
kandiller dökülür değince başı.
büklüm bulut payına düşeni alır ,
alır da haznesinde biriktirir .
sonra yanıp kavrulan dervişe döker artık ne biriktiyse .
sorsan ona bir yağımlık denizleri vardır .
ama nicedir çığlığın girdabıyla boğuşur derviş .
sorsan nicedir batık gemilerin kaptanıdır .

çığlık ,
uçmayı sen bir de kuşlara sor der .
çetrefilli manzaralara karşı
ne çetin bir iştir uçabilmek anlarsın .
çığlık,
susmayı sen bir de dilsiz şaire sor der .
öyle her yiğidin harcı değildir susabilmek şaşarsın .

derviş ;
kuşun kanadında bir hikaye,
asırlık çınarın altında bir ırmak,
şairin kaleminde bir türküyüm der .
çığlık,
yetmez ve konuşur yağmuru tam orta yerinden .
dağarcığında güttüğü cümle kelamları
atar üstünden .
ama ,
susar biraz da .
susar ve dinler dinginliğin ahengini .
belki o zaman bahseder manzaralar sana rengini .

kaç parsel , kaç fersah , kaç köşe bucak olduğunu
söyler eğer susarsan .
sessizliğin resmini bir hemşireden öğrenecek değilsin ya .
bir kuşun kanadında uçarsan
veya bir yağmur damlası ile düşersen ulu çınara
onlar öğretir sana çığlığın bir rüzgar olduğunu .


artık
sessizliğin sesi
tıkamışken kulakları
rüzgar,
suskunluğun tüm kavimlerini bertaraf eder
feverân eden yaprağın her biri
tokadıyla yere düşer.

çınar sustu
bulut küstü
kuşun kanadını
derviş kesti .
bir çığlık koptu
bir rüzgar esti
başka hangi hazan dilsiz şaire böyle vurdu ?

bilemedim …

münha if

r