2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1726
Okunma
serseri mayınların kol gezdiği iz tarlalarında dolaşan
sevdanın kaçağı bu beden
mavzer yatağına sürülmüş yağlı bir mermidir
dağların doruklarında kanat çırpan özgür kartalların
bulutlara değen tılsımlı çığlığıdır genzimde ki sessiz hıçkırık
sabırla ve kanıma işlemiş yokluğunun al mürekkebiyle yazılmıştır
yarım bıraktığım tüm şiirler..
ömrümün fermanına atılmış şu kırmızı çizgi
aslında binlerce çoğalışlarımın doğum sancılarıyla akan kanıdır
sanma ki meram çukurlarından çıkarılan cesettir
aç kurtların salyalı ağızlarında kalan kırıntılar
vefadır / insanlıktır / namustur / onurdur ve davamın aynasıdır
akbabaların lanet bakışlarına odaklanan şahin duruşum
yağmacılığın yalancı sakallarında kirlenmiş
pos bıyıkların sümüklü kıllarında sigara dumanına esir
kaypak kişilikli belirsiz bir şecere değildir kavgamın
gergefime işlediği acımtırak his
ne kendimi satmışım
bacılarımın yazmalarına kirli elleri değmiş maddeci ser’e
ne de sevdanı satmışım riyayı besleyen namussuz döle
yalnız kaldıysam / ezildiysem / horlandıysam / kendime
şimdi terk ettiğim sokaklarda / sömürünün kurbanı çocuklar
bedenini emperyalizmin zinasına peşkeş çeken kadınlar
milyon kere yanmış solgun yüzlü işçiler dolaşmaktadır
anlıyorsun değil mi.?
Bir bütün halinde yanan insanlık
merhametin beş para etmediği dükkan vitrinlerinde görücüye çıkmış
değersiz bir eşyadır artık
ki kavganım zincirlere vurulan asaletini boynumda taşıyorken ben
onurunu madeni değere değişen
devrim türkülerine bayrak sallayan sözde aydınların
işkencelerde altını ıslatmış korkak kılıbıkların
çocuklarının yüzüne nasıl baktıklarını düşünüyorum
ahh güzelim / böylesine rezilce kokan bu bahçe de
sakın açma dediğim güldün sen / koparıldın
ve ben seni hayat kitabımın arasında sakladım
kurumuştun / dökülmüştün / ama benimdin
her koku değişti de dünyada / bir sen değişmedin
anlıyorsun değil mi.?
koparıldığın gövde bendim
Levent Saral