7
Yorum
25
Beğeni
0,0
Puan
1080
Okunma

Bir zaman İbrâhim babası Âzer’e:
“Bir takım putları kendine tanrı mı ediniyorsun?
Doğrusu ben seni de,
kavmini de açık bir sapıklık içinde görüyorum” demişti. (8)
Biz İbrâhim’e delille akıl yürütmesi,
kesin bir ilme ve imana sahip olması için
göklerin ve yerin muhteşem saltanatını
öylece gösteriyorduk. (9)
Derken gece bastırınca İbrâhim bir yıldız gördü:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?” dedi.
Yıldız batınca da:
“Ben batıp kaybolanları sevmem” dedi. (10)
Sonra doğmakta olan ayı görünce:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?” dedi.
O batıp kaybolunca:
“Eğer Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi,
elbette sapıklığa düşenlerden olurdum” dedi. (11)
Birgün de güneşi doğarken gördü ve hemen:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?
Bu hepsinden de büyük!” dedi.
O da batıp kaybolunca asıl gerçeği haber verdi:
“Ey kavmim, şüphesiz ben,
sizin Allah’a koştuğunuz ortaklardan beriyim.” (12)
Eğer onlara: “Gökleri ve yeri yaratan,
güneş ve ayı insanların hizmetine veren kimdir?” diye sorsan
mutlaka “Allah’tır” derler.
O halde nasıl oluyor da doğru yoldan sapıp,
bâtıl yollara sürükleniyorlar. (13)
Yine onlara: “Gökten suyu indirip,
ölümünden sonra yeryüzünü onunla dirilten kimdir?”
diye soracak olsan,
mutlaka “Allah’tır” derler.
Buna karşılık sen de onlara de ki:
“Bütün deliller kendisinin yegâne Rab ve İlâh olduğunu gösteren
Allah’a hamdolsun!”
Fakat insanların çoğu akıllarını kullanıp
gereği gibi düşünmezler (14)
Göklerde ne var, yerde ne varsa
hepsi Allah’ı tesbih etmektedir.
Tüm varlığın mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti O’nundur.
Bütün övgüler de O’na aittir.
O’nun her şeye gücü yeter. (15)
Sizi yoktan yaratan O’dur.
Böyle iken kiminiz kâfir oluyor,
kiminiz mü’min.
Allah, yaptığınız her şeyi hakkiyle görmektedir. (16)
O, gökleri ve yeri gerçek bir gâye,
hikmet ve şaşmaz bir kanuna göre yarattı.
Size belli bir şekil verdi ve şeklinizi de güzel yaptı.
Sonunda dönüş yalnız O’nadır(17)
O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir.
Sizin gizlediklerinizi de, açığa vurduklarınızı da bilir.
Allah, göğüslerde saklı tutulan bütün gizlilikleri bilir. (18)
Allah O’dur ki
gökleri sizin görebileceğiniz bir direk olmaksızın yükseltti,
sonra da arş üzerine kuruldu
ve güneşle ayı emrine boyun eğdirdi.
Bunların her biri belirli bir vakte kadar
yörüngesinde dönüp duracaktır.
O, tam bir nizama koyduğu kâinatta
her işi çekip çeviriyor,
her şeyi idâre ediyor
ve gerçeğin bütün işaret ve delillerini
detaylarıyla açıklıyor ki,
bir gün gelip Rabbinize kavuşacağınıza
kesin olarak inanasınız. (1)
O Allah ki,
yeryüzünü enine boyuna yayıp genişletti,
oraya yerinden oynatılamaz dağlar yerleştirdi,
nehirler akıttı
ve orada her bir ürünü çifter çifter yetiştirdi.
O, sürekli olarak geceyi de gündüze bürüyüp duruyor.
Doğrusu bütün bunlarda,
sistemli düşünebilen kimseler için nice deliller,
alınacak nice dersler vardır. (2)
Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları,
üzüm bağları, ekinler,
bir kökten birkaç gövde hâlinde
çatallı çıkan hurma ağaçları
ve bir kökten tek sürgü halinde
çatalsız çıkan hurma ağaçları vardır.
Bunların hepsi aynı suyla sulanmaktadır.
Buna rağmen canlılara sağladıkları ürünler bakımından,
ayrıca tat, gıda ve kalite açısından
biz onları farklı farklı yapıyor
ve bazısını bazısına tercih edilir kılıyoruz.
Elbette bunlarda aklını kullanan kimseler için
dersler ve ibretler vardır. (3)
Görmez misin ki, göklerde olanlar, yerde olanlar,
güneş, ay ve yıldızlar, dağlar, ağaçlar,
yeryüzünde hareket eden bütün canlılar
ve insanlardan birçoğu Allah’a secde etmektedir;
birçoğu hakkında da azap hükmü kesinleşmiştir.
Allah kimi alçaltırsa,
artık onu yükseltecek kimse yoktur.
Şüphesiz Allah, ne dilerse yapar. (4)
De ki: “Söyleyin bana:
Eğer suyunuz yerin dibine çekiliverse,
size kaynağından akıp duran
yeni ve tatlı bir suyu kim getirebilir?” (5)
Üzerlerinde kanatlarını aça kapaya uçan
kuşları görmüyorlar mı?
Onları havada tutan Rahmân’dan başkası değildir.
Şüphesiz O, her şeyi hakkiyle görmektedir. (6)
Gökleri ve yeri gerçek bir gâye ve hikmet ile,
yerli yerince yaratan O’dur.
“Ol!” dediği gün her şey birden oluverir.
O’nun sözü gerçektir.
Sûra üflendiği gün de
bütün varlık ve mutlak hâkimiyet O’nundur.
O, duyuların kapsam alanı dışında kalanları da
kapsam alanına girenleri de bilir.
O, her hükmü ve işi sağlam
ve hikmetli olandır ve her şeyden haberdârdır (7)
Yüceler yücesi Rabbinin ismini tesbih et;
onu her türlü kusurdan ve ortaktan uzak tut.(19)
O ki, her şeyi yarattı ve onları güzel ve düzgün bir şekilde biçimlendirdi(20)
O ki, her şeye belli bir ölçü ve gâye takdir etti;
buna göre onlara yol gösterdi. (21)
O ki, yeşillikleri, otlakları, meyve ve ekinleri çıkardı. (22)
Sonra da onları çürüyüp kararmış artıklara çevirdi. (23)
(1) Ra’d / 2. Ayet (2) Ra’d / 3. Ayet (3) Ra’d / 4. Ayet
(4) Hac / 18. Ayet(5) Mülk / 30. Ayet (6) Mülk / 19. Ayet
(7) En’âm / 73. Ayet (8) En’âm / 74. Ayet (9) En’âm / 75. Ayet
(10) En’âm / 76. Ayet (11) En’âm / 77. Ayet (12) En’âm / 78. Ayet
(13) Ankebût / 61. Ayet (14) Ankebût / 63. Ayet
(15) Teğabün / 1. Ayet (16) Teğabün / 2. Ayet
(17) Teğabün / 3. Ayet (18) Teğabün / 4. Ayet (19) A’lâ / 1. Ayet
(20) A’lâ / 2. Ayet (21) A’lâ / 3. Ayet (22) A’lâ / 4. Ayet
(23) A’lâ / 5. Ayet