4
Yorum
39
Beğeni
5,0
Puan
1565
Okunma

ellerimiz yatısı ağır taşlar altında
göz göze gelsek görüşürdük
demeden anlardın sen
yorgun ayaklardan adım alan fısıltıyı
tutunarak bir nefese
bir çok ağacın şarkısını dediler
sulak boylara kök atan titrek söğütler
adını rüzgarlardan alanları düşündük
dermansız şafak buluştuğumuz
soğuk ıslağı ışıklar o sabah
umudun doğusundan dokunamadı yüzlerimize
duyardım seni yine de
gök bir musallayı işiten olsam
yer bir bağdaşta yarın
içerdik bir gamzeyi doya doya
uzağı amaç edenlerin yol telaşında
duyduk yüksekler alçalırmış
kaçarmış kendinden yarısından ayrılan
seni aradım yıkılan yerimden
gelmese de olurdu anlamak
iki yabancının avuçlarına dirilen,
yangınlı birliktelik yeter
5.0
100% (14)