kaçınılan günleri şekillendirenler bitmez
koşarak dudakların sabitliğine kalan
eylemi dağınık şeyler anlat
değişmez dört mevsimin çarpanı

ful set geldiğinde dünyanın oyunu
cilasından soyunan taşları giyinen ayakları
mum dudaklara eriyen ateşi
sisler gelmiş dağıtmış bilinen yüzleri
elele yürünse dolardı boşluğun kabı
oturanlarını yutan tabureler
tüm hizmetlere izdivaçta sahte gülümseme
fırtınaya kollar açmış iç

sana sımsıkı kalmadan ben daha daha
anlat ki ansilopedik bilgi olmasın
geçmesin sınırdan beri
bilen yüzlü atların zırhtan süvarileri
bilmesin toprak insan olduğunu
mırıldanması kedi krallığı
kadın doğmadan gecenin sargı yerine
masalın milyon yıllık kelebeği

kayıp renkler yüzümüze doğsaydı
tarihi kundaklayıp zamanı uyutarak
sen anlat ki benim ilk ihanetimi
anlar göğüslere sıkışan sevda
henüz biz bize dokunmadan acillerde
sevaptık yarının olup olacaklarına