3
Yorum
27
Beğeni
0,0
Puan
1370
Okunma

problem değil uçurtmalarınızı vurmamışsa
yel ve sel taş ve kin
hatun kişi niyetine dirilebilirsiniz
omzumun solu söyleyecek
ben beni bilmem bilemem
gök kararır harman yerin teni kanar
yıldızlar biter sarı ekinlerden
bildiğim şairler var tırnakları kelebek
duvarlarına sığınırım kaçıncı kat rengin altına
göğsümü sarar o idamların sehpası
sargılı yerinden gelirde gelir
kertenkelesini sütüne emziren
demir sözü yutanların soluk yüzleri
dozuna eklemine bağımlıktır
tadını diline yaladığın tanısız tanımlamalar
duşakabinlerimiz yağmur boyu
anneler bulut bulutlar cam yola tane
boşalırız yine de sarmaşıklı yangınlardan
günaha davet olduğunu bile
düzünelerce düşünürsün birlik kimindir
kanalize edilememiş beyaz balıklar afişe eder
kara kuduz kentin hastalıklı eğitmenlerini
ki o mevlevisiz savrum çekimler on iki artı
izletisine çağıramazsın çokluğunu
tanrılar doğuran göbek çukurdan çocukluğunu
delidir doludur boştur görünene sahne sonuçta
kalem kara tuş kara işaret parmaklar kızıl
ölü taşları kuş kanatlarına yıkayan müzisyenler
onlar susmaz susturulamaz fısıltı
şarkısına kafa tutan nota
gölgelerine uzar durur
bu ince dert dava
esmer yürekli sarışın dualar tanıdınız
sustuk çoğu birliğe delil parçalanmaların ağıdına
dilsiz iblisler yürüdü adım sayımız
o çitsiz aydınlık ilklerin kütüphanesinden
göğüs iliklerini çözen rüzgar
ben yüzüme toprak örttüm sen gözlerine kan
sızladı bir aklın bekareti
vuruldu saklanan fidan
geçmedik ve uğramadık karalayanların gecesine
kutlu putsuz tesadüfler aksanı
titrek mumlar aydınıydı
çimen pistin eşsizliğinde danseden alfabeler
o hattına yok var olan çizimlerin
bükümlendiğince uzağına eren sarhoşluk
bir cırcır böceğinin nefesince
o karıncanın topal telaşı
hava serin sıcak yıl güneş