3
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
902
Okunma
Bu şiir, TEVRAT’IN ilk beş bölümü olan Yaratılış,
Mısır’dan Çıkış, Levilililer, Çölde Sayım ve Yaratılış bölümleriyle yola çıkıp özellikle Çölde Sayım bölümünden etkilenip ardından Rev. Dr. Turgay Üçal’ın kaleme aldığı ÇÖL TECRÜBESİ: Çölde Sayım Üzerine Çalışma adlı kitaptan esinlenerek tasarlayıp kaleme aldığım en uzun şiirimdir. Tüm herkese keyifli okumalar. Esenlikle kalın
Adem Havva’yla gözünü açar, başlar günahlar
Dünya cehenneminde ilk imtihan
Manen yanmak özünü dağlar, yasa riyakâr
Münhat gezegeninde riskli yaşamak
Zaten zaman döngüsü muamma, karmaşık insanlarla
Huda emirlerin de gizli doğrular
Sırtımda sınırsız yük
Kırıntısı pürüz
Gram sır yok, her haltımız nü
Yüreğimi kanattı bu gül
Düşlerimi kararttı hüsün
Şüphemi kanıtladı peşin hükmüm
Küllerini saklarım bir ömür
Sonsuz zulüm öldürmeden sürsün
Beynime nüfuz eden virüsün gücü düşük
Müzikle uyanan yabani bir tür
Sanrılı düşüncelerle üstleler cürmünü
Sabrını dener yörüngesinde dönen süzük
Kahrıyla zühul saatler her cüzünü söndürür
Tükenir enfüsî tefekkür
Azazel yapışır yakana, Seth’le beraber yapar antlaşma
Bir bilinmezliğe sürüklenirken geçmiş arkanda
Kendi gizeminde kaybolursun dar alanda
İçinde ki bilinmezliğinde çürürken ellerini açarsın buluşma çadırında
Kapporette ruhunu ululuğa adama
Yaratının ışıklarının ışıması, rehberinin nuru yani Tora
Yol gösterir insanoğluna
Çarmıhın yüklenilmesine, Mesih’in izlenilmesine
Nefsin inkarına, anlık hazlardan arınmaya
Bütün ile zıtlaşmayıp, var oluşmaya, yaşamaya
Kaosun ıslahına, literal olup içrekte hakikati yaymaya
Sabana el vurup geriye bakmayıp kararlılığa
Sıkıştığım madde seviyesinden manaya
Aden bahçesinde Rab ile form eşitliğine, yani Yaratanla karışmaya
Kurtuluşa çekilip denizleri yarmaya
Dağları aşıp, farkındalığa
Sen aşamasına, çölleri arşınlamaya
Ağır uykudan uyanıp, Mevla tarafından çağrılmaya
Suçlardan aklanıp, kutsanmaya
İnançtan edinim imanı kazanmaya
Amaç hamlıktan tamlığa
Üstle (Tanrı’yla) altın bağ kurup, birleşip, bütünleşmeye
Sonunda hareket etmeye
Adem seviyesini terk edip, gönül Mesih oluncaya dek vaat edilen topraklara erişmeye
Yaşam iki perdelik tiyatro oyunu gibi,
Biri ölmektir, diğeriyse dirilmek
Suretsize suret olmak, sormak ve dilemek
Yaratan’ı edinip, Mesihi giyinmek
Çöl yürüyüşünde tükenmek
Kölelik yaşamını, eskiyi özlemek
Keşfedilinceye dek kendi gizemini saklayan gerçeklik olan çöl
Aksi takdirde;
Güvensizliğe, belirsizliğe
Düzensizliğe, gerilemeye
Düşkünlüğe, evsizliğe
Acılar yoluna dönmeye
Yani kayboluş yerine döner
Çöl;
Yanılgı içinde adeta serap görmeye,
Monotonluğuna ve fırtınaların keskinliğinde kaybolup mecnun kesilmeye,
Susuz kalmaya, zorluklarla dolu bu doğa da yaşamaya karşı direnç göstermekte
Anlık benlik duyuşu içinde olup manen ölmektense, yani yakınmaktansa
Duyuş için ışığa yol olan, bizi ileriye taşıyacak yakarışa
Hevron’da biraz nefes alıp, yürüyüşün hedefini hatırlamaya
Bu yolda daima talebe olduğumuzu unutmamaya
Oğul seviyesinde Yaratan’a miras olmaya
Sebat ilkesiyle yönümüzden şaşmamaya
Yeşu ve Kalev soyundan gitmeye
Yürüyenlerden, sonsuzluğun hacılığına
Almadan vermeye, iyiliği kural kılmaya
Tam güvenme riskine, hissedip, edinim riskiyle vaat edileni algılamaya
Istırapla, kederle, matemle dolu olan ruhsal yolculukta sonuna kadar dayanmaya
Mesih bedeni oluşturup, özüne dönmeye, o bedende görülmeyen mabet ortaya çıkarmaya
Özgürlük içinde özgür yaşamaya,
Hamken pişmeye ardından yanmaya
Tüm hazların tatmin edildiği hem hiç hem de her şey noktası olduğunu idrak edip kavramaya
Hükmedip çoğalmaya
Kan kusup kızılcık şerbeti kusmaya
Ant olsun,
Bir kere bile çölde yürümenin asıl amacı olan mana yolundan sapmamaya
5.0
100% (5)