3
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
504
Okunma

Yûşa unutana kadar balığı
Uzun yollar gitmeliyim dökülmeden
Dökmeden
Yüreğimin tasındaki tuzlu suyu
İçimdeki Ayn-ı Şems’in kum tepelerine
Vuruluyor asasıyla Musa’nın
Kanımda biriktirdiğim çakıl taşları
Korkutuyor iblisin yüreğini
Adımlarımın bıraktığı çukurlara
Nisan Güneşi serpiliyor ıslak
Ve ardımdan
Şiirlerimi okuyor Merami
Şarkın ayrı düşmüş zeytin ağaçlarına
Kalemimin alnında yaşayan
Hiçbir dile değmemiş muhsan kelimeler
Damlıyor alevden sayfalara
Yokluğundaki varlığının
Teyemmüm ettiği şiirler gibi
Ve hep sana yolluyorum kendimi
Karanlığa kıvrıldığım geç vakitlerde
Kaç yol buluyorum
İzin silinmiş
Kaç yol
Kopuyor damarlarımdan
Eksildiğim yaralardan
Topluyorum tinimi
Zamanın kaotik zihninde
Şeb-i Yeldasında ömrümün
Türkü söylüyorum içimin sesiyle
Öteler gibi anksiyete nöbetlerimi
Kierkegaard acaba
Haklı olabilir mi diyorum
Bu taş ve demir
Yüreğimin bileklerinden tutan acı
Bu esaret olabilir mi ki
Özgürlüğün baş dönmesi
5.0
100% (7)