Gençlik yıllarında, bir akşam üstünün İstanbul gezintisinden

Sen Istanbul kadar sevdiceğimsin
Uğruna ömrümü koyduğum
Ramo’nun meyhanesinde
Son kuruşun ederiyle
İlk yudum.

Tütün kokan acılarla
Duman olan umudum.
Özlemin;
Ovası kadar büyük memleketimin
Şairin deniz sandığı,
Ve Aslı’ ya hasretiyle
Tutuştuğu Kerem’in..
Çünkü sen ,

Çiriş Bağlarında
Kara üzümüm,
Şilan ağacımda tomurcuk,
Haçereş dağlarında
Berivan Gülümsün.

Yoksun !
Firari uykularda aşina sana
Sabahçı kahvelerinde Bayezıt.
İstanbul hasret bakar
Galatada dan Marmaraya.
Tut sevgili!
Kağıt mendillerle selam
Sevgiler saldım sana.

Hadi gel!
Bin mevsimlik sevdalarla
Çiçeklerinde can bulsun
Piyer Loti tezgahında
Şu çingene çocuğun.
Gözlerindeki sevinç,

Çiçekler alayım sana.
5 Liralık Mutluluğun
Endamıyla özleminin
Gözlerinden öperim
Ve hasretiyle;
Bir kızıl goncaya benzer yerinin.. Ama yoksun,
Yıllar geçti üstünden
Vuslatsız gecelerde
Sana hasret giderim... Yağmur saçlarımdan yağadursun
Ne çıkar?
Martılarla yarışırken,
Boğazın serin sularında çığlıklar
Ve vururken kırbaç gibi kıyıya,
Dalgaların içindedir umudum.

Dilimde sözlerini unuttuğum şarkılar
Karışırken ezanlara
Tüm yürek atışlarımla
Sana sitem,
Sana selam ederim.

Bak gene ettik sabahı.
Kalmadı gün doğumuyla
Sarhoşluktan da eser.
Ve ben senleyim hala.
Karanlık mahkum olurken ışığa

O sabahçı kahvesinde,
Paramda bitti gerçi
Son simit parasıyla
Sirkeci den trene
Rica etsem memura
Belki beleş giderim.

Sen derin uykularda
Üzülme hiç nolursun,
Ben Hüzzam bir şarkıda
Kimbilir belki beni
Bir rüyada bulursun.

Cigaramda tükendi artık,
Dilerim hisseder, okursun.
Denize bakıyor masam.
Bir kıtlama çaysın şimdi;
Az sonra şiir olursun..
A. Baydar. İst.1985