Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
redfer
redfer

denizinden bir avuç su

Yorum

denizinden bir avuç su

( 13 kişi )

7

Yorum

24

Beğeni

5,0

Puan

1006

Okunma

denizinden bir avuç su

denizinden bir avuç su

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan
Hayat hikayesinin 52.bölümü



boşansın resül üstüne
sel sel,
sicim sicim
selam selam yağmurları..
ailesi üstüne, arkadaşları ve bağlıları üstüne
bir kez daha

yaşasın bir kez daha,
o sana en yakın,
eli açık, gönlü ipekten yumuşak,
içleri pırıl pırıl yolunun uluları

ban ağacının yaprağını, gövdesini
titrettikçe tiril tiril bad-ı saba
kızgın çöllerde ürperttiği sürece
develeri devecinin şarkıları

dünya ona muhtaç
onun için değil midir varoluşu
yokluktan çıkış
bu dünyanın ve öte dünyanın,
göze görünür- görünmez yaratıkların
acemin, arabın,
bölük bölük bütün insanlığın
hz.muhammeddir başı
bir eşi yoktur onun

öbür peygamberlerden bile
hiçbirinin ilmi, keremi onu geçemedi,
onunkine ulaşamadı..
ve hepsi umar ve bekler
Allah resulunden
denizinden bir avuç su
yağmurundan bir damla su yollamasını


peygamber efendimiz, ranuna mevkiinde
cuma namazını kıldıktan sonra
devesine bindi tekrar
yularını boynuna doladı
arkasında kimi binekli ,kimi yaya
sevinç ve tekbir getirişlerinden adeta
yer gök inliyordu

fahr-i alem, devesinin üzerinde ağır ağır
ilerliyordu medine içlerine doğru
şehrin her tarafını sarmıştı sevinç dalgaları
islama merkez olma şerefine erecek bu kudsi şehir
sürurundan adeta çalkalanıyordu
kainatın efendisini sinesine alışın
ona yurt ve hicret yeri olmanın sevincini yaşıyordu

söyledikleri şiirlerle kadınlar, çocuklar
bir başka tatlılık katıyorlardı manzaraya
dillerinden düşmeyen mısralar şunlardı
veda yokuşundan doğdu dolunay bize
Allah’a yalvaran oldukça
şükretmek gerekir mesut halimize
ey bize gönderilen yüce peygamber, sen
itaat etmemiz gereken bir emirle geldin bize

etrafa pırıl pırıl nurlar saçan medine halkı
resulullahın mübarek yüzünü görmek için
dökülmüştü sokaklara
çocuklar, bayramlıklarını giymişler
neşe ve sevinç içinde oynuyorlardı

evlerinin damından kadınlar
yollarda erkekler
ona, hoş geldin… diyorlardı
muhammed geldi
ya muhammed ya resulallah
ya Muhammed, ya Muhammed

kalbi ve duygulu tezahürat arasında
peygamberimiz (s.a.v.) tevazu ve vakarla
müstesna bir eda içinde
kasva’nın üstünde yoluna devam ediyordu.

resul-i kibriya ilerlerken,
önünden geçtiği her evin sahibi
kendisini evinde misafir etme şerefine
nail olmak istiyor
devesinin yularını tutup
ya resulallah, bize buyurun… diyordu

efendimiz , mübarek tebessümleri arasında
hayra erin, deveye yol verin
ona gideceği yer buyrulmuştur…
diye cevap veriyordu
o mübarek hayvan da sağa ve sola bakarak
kendiliğinden gidiyordu
yuları boynuna dolanmış kavsa ilerleyerek
malik bin neccaroğullarına ait
develerin yanına kadar gitti
oradaki boş bir arsaya çöktü

peygamber Efendimiz üzerinden hemen inmedi
deve az sonra ayağa kalktı
biraz ilerledikten sonra birdenbire geriye döndü
ilk çöktüğü yere geldi
oraya tekrar çöktü ve artık kalkmadı
boynunu ve göğsünü yere uzatarak
tatlı tatlı böğürmeye
sağa sola debelenmeye başladı

dikkatler kasva’nın üzerine çevrilmişti
resul-i ekrem, onun çöktüğü yere mi misafir olacaktı
yoksa başka bir yere mi
henüz kimsenin bu hususta bilgisi yoktu
o sırada neccaroğullarının
mini mini masum kız çocukları
defler çalarak sevgili efendimize
biz neccaroğulları kızlarıyız
muhammed’in akrabalığı, komşuluğu ne hoştur

resul-i ekrem, bu masum yavruların
samimi duygu ve sevinçlerini gülümseyerek karşıladı
beni seviyor musunuz… diye sordu
hep bir ağızdan
evet, seni seviyoruz, ya resulallah
kainatın efendisi
Allah biliyor ki, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum
Vallahi, ben de sizi seviyorum…

medineli müslümanlardan her biri
fahr-i alemin hanesine şeref vermesini
can u gönülden istiyordu
hatta bir ara kasva
çöktüğü zaman
cebbar bin sahr, kaldırmak için
ayağıyla ona vurdu

hz. ebu eyyub el-ensari
hiddete gelerek şöyle dedi
ey cebbar
sen benim evimin önünden kaldırmak için ona vurdun
resulullahı hak dinle gönderen Allah’a yemin ederim ki
islamiyet mani olmasaydı sana kılıçla vururdum

kasva, ikinci sefer çöküp yerinden kalkmayınca
peygamber efendimiz
inşallah menzilimiz burasıdır… buyurarak indi
böylece, islam ve cihan tarihinin kaydettiği
en parlak hadiselerden hicret-i muhammediye
bu inişle sona eriyordu

müslümanlar merak ve heyecan içinde bekliyorlardı
acaba kainatın medar-ı iftiharı olan resul-i kibriya
kimin evini şereflendirecekti
hepsinin göz ve gönüllerinde sevinç dalga dalgaydı
bu sevince kainatın efendisini
evlerinde misafir etmek şerefini
katmak istiyorlardı

peygamber efendimiz etrafını saranlara,
akrabalarımızdan hangisinin evi buraya daha yakındır…
ebu eyyub el-ensari hazretleri ,
sevinç ve heyecanla ortaya atıldı ileri
ya nebiyyallah benim evim daha yakındır
işte şu evim, şu da kapısı
müsaade buyurursanız,
devenizin üzerindekileri oraya taşıyayım

kasvanın yükünü indirip
palanını soydu ve evine taşıdı
peygamber efendimiz de,
kişi bineğinin ve ağırlığının yanında bulunur.
gidin, bizi kabul için yer hazırlayın

hz. eyyub el-ensari, derhal gidip hazırladı evini
gelip efendimize,
ya resulallah…ikinize de yer hazırladım
Allah’ın bereketi ile ikiniz de yerinize buyurunuz

sevgi tezahürleri arasında resul-i ekrem kalkıp
ebu eyyub el ensarinin hanesine gitti
böylece kainatın efendisini ağırlama eşsiz şerefi
nasip oldu bu aziz sahabiye

fahr-i alem’in medine’ye teşrifiyle
vatanlarından ayrı düşüp de
gönülleri mahzun olan muhacirlere
taze kan geldi
ensarın yüzü ve gönlü sürura gark oldu
sevinçten çalkalandı medine
adeta bir bayram havasına büründü

o zaman henüz bir çocuk olan
ensardan enes bin malik şu sözlerle
o günün azamet ve parlaklığını anlatmak ister
ben, resalullahın (a.s.m.)
medine’ye girdiği günden daha güzel
parlak ve daha azametli hiçbir gün görmedim

hz. eyyub el-ensari hazretleri der ki
resulullah, evime şeref verdiği zaman
alt kata inmişti
ben ve zevcem ümmü eyyub
yukarı katta bulunuyorduk
anam, babam, sana feda olsun, ya resulallah
ben, benim yukarıda olmamı,
senin ise alt katta bulunmanı hoş görmüyorum.
bu durum bana çok ağır geliyor
sen yukarı çık, orada bulun
biz de aşağı inelim, orada oturalım

resulullah
ya eba eyyub…evin alt katında bulunmamız
bize daha uygun ve münasiptir…
ve alt katta oturdu.
biz de meskende onun üstünde bulunuyorduk
o sırada içinde su bulunan testimiz kırıldı
resulullahın üzerine damlayıp
onu rahatsız etmesinden çekinerek
zevcemle tek örtüneceğimiz kadife yorganımızı
hemen suyun üzerine bastırdık

resul-i kibriya fazla ziyaretçi geleceği
onlarla rahat görüşüp konuşabilmek için
alt katta kalmayı münasip görmüştü
büyük iman sahibi
hz. ebu eyyub ve zevcesinin
gönlü bir türlü rahat etmiyordu
fahr-i alem alt katta,
bizler üst katta, bu nasıl olur düşüncesiyle
bundan son derece sıkılıyorlardı

ya nebiyyallah
ben yukarıda, siz aşağıda olmaz
bunun üzerine resul-i kibriya üst kata
ebu eyyub ve zevcesi alt kata taşındılar

efendimiz, bu mütevazı evde
tam yedi ay ikamet buyurdu
medineli müslümanlar, bu zaman zarfında
bu eve yemekler taşımada
efendimizin ihtiyaçlarını yerine getirmede
birbirleriyle yarıştılar adeta

yine bir gece
soğanlı ve sarımsaklı bir yemek yapıp göndermişlerdi
resulullah yemeği geri çevirdi
ebu eyyub (r.a.),bunu fark edince
üzülerek yanına gitti,
ya resulallah… anam, babam sana feda olsun
akşam yemeğini niçin geri çevirdin

resulullah,
o sebzede bir koku hissettim
ondan yemedim
ben arkadaşım cebrail’i rahatsız etmek istemem
insanı rahatsız eden şeyden,
melekler de rahatsız olur…buyurdu

bunun üzerine
ya resulallah… yoksa o yemek haram mıdır
efendimiz,
hayır… ben kokusundan dolayı ondan hoşlanmadım.
ebu eyyub hazretleri de
senin hoşlanmadığın şeyden ben de hoşlanmam

resul-i kibriya medine`ye hicret ettiklerinde
müslümanların kendilerine mahsus bir tarihleri yoktu
efendimizin hicretini başlangıç kabul ederek,
resulullahın gelişinden bir ay evvel
iki ay sonra diye
hicri tarih kullanmaya başladılar

hz. ömer, ashabı topladı.
onlarla istişare etti
hicretin on altıncı yılında
bu şuranın müzakereleri neticesinde
hz. ali`nin teklifi üzerine ittifak edildi
hz. ali (r.a.) sene başı muharrem olsun
teklifi kabul gördü.

kamer senesi esas alınıp
hicret tarihi başlangıcı oldu
müslümanlar kendilerine mahsus
bir takvim tanzim ettiler



redfer



Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (13)

5.0

100% (13)

Denizinden bir avuç su Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Denizinden bir avuç su şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
denizinden bir avuç su şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Oğuzhan KÜLTE
Oğuzhan KÜLTE, @oguzhankulte
12.11.2022 13:49:48
5 puan verdi
Maneviyat ikliminin en güzide şekilde yansıdığı dizelerinizi büyük bir beğeni ve imreniyle de okudum. Usta kalemi yürekten kutlarım. En kalbi saygı ve selamlarımla.
resulcivcik
resulcivcik, @resulcivcik
12.11.2022 11:20:29
5 puan verdi
Değerli Dost,
Gönül telin susmasın.
Kalemin Yüreğin var olsun.
Tebrik ederim
Selamlar,
Sevgiler.
Kardelen çiçeği
Kardelen çiçeği, @kardelenc-i-e-i
11.11.2022 23:43:25
5 puan verdi
yine bir gece
soğanlı ve sarımsaklı bir yemek yapıp göndermişlerdi
resulullah yemeği geri çevirdi
ebu eyyub (r.a.),bunu fark edince
üzülerek yanına gitti,
ya resulallah… anam, babam sana feda olsun
akşam yemeğini niçin geri çevirdin

resulullah,
o sebzede bir koku hissettim
ondan yemedim
ben arkadaşım cebrail’i rahatsız etmek istemem
insanı rahatsız eden şeyden,
melekler de rahatsız olur…buyurdu

Ne ince bir düşünce...
Nahif yürek sesinize gönül dolusu tebrikler hocam. Sonsuz saygılar...
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
11.11.2022 18:29:47
5 puan verdi

*** DENİZİNDEN BİR AVUÇ SU *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...
ABDULKERİM KAYA
ABDULKERİM KAYA, @abdulkerimkaya
11.11.2022 18:20:36
5 puan verdi
Çok güzeldi,çok çok doğru,
sevgi ve iözlem vardı,
Hakikat vardı,
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım ,
ders vericiydi,akıcı anlamlı düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla
Bu yoruma 1 cevap yazılmış.
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
11.11.2022 14:51:06
5 puan verdi
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏
"Bir hayalim vardı
Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah.
Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun.
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun.
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
11.11.2022 14:31:48
5 puan verdi
Kutlu yürüyüşün sürüyor Üstad
Efendimiz kalbe iniyor Üstad
Güzelce, güzellik doğuyor Üstad
Bunu inkıtaya uğratma Üstad

Resul ne güzel
Ashab ne güzel
Tabiin ne güzel
........................

Allah ikmal etmeye güç kuvvet versin.
Allah razı olsun Üstadım.

Çok saygımla.

deniz_tayanç1 tarafından 11/11/2022 2:40:28 PM zamanında düzenlenmiştir.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL