12
Yorum
17
Beğeni
4,7
Puan
736
Okunma

Uzun zaman da geçmedi aslında neşeli günlerden
Belki unutulmuştuk bir aralar yaslanmayalı zülme
Kaçmanın yok bir imkanı ve bunu biliyorum
Yaşadıklarım bir hayalmiş meğerse, anlıyorum.
Sarılacak bir yara mı ki bu saralım, iyileşsin
Uygun bir tedavisi olsaydı, iyi de hissederdin
Ne Lokman dinler artık beni, ne sağalır yara
Öyle bir bahtmış ki sormayın, karadan daha bir kara.
Kaybetmelerin ardı kesilmiyor, şaşırdı meteoroji
Sağanak mı, sulu sepken mi, yoksa trajedi mi…
Arıyorum şu karanlığı delen bir rengi durmaksızın
Ve yeniliyorum galiba zamana, giderek çaresizim.
Vazgeçmek yok fıtratımda bu ne de iyidir bilene
Güzel günleri düşlüyorum her saat, gün, ay, hece hece
Bedeli ne kadar da ağırmış doğacak o kızılca şafağın
Gecenin ta kuytusunda dalmışım hülyalara, yalnızım.
Ansızın kayan bir yıldız selamladı, tuttum bir dilek
Göğün sahibine yönelen en kalbi dualar, dilden dökülerek
Derken yeniden bir hengâme içindeyim, geçmiş ediyor tekerrür
Yürekten en yalın niyetlerin, elbet bir gün karşılığı görülür.
Ve soframızdan eksik kalmayan gam, keder, çile velhasılı
Gönlü çerçeveledi, hareket yeri bırakmadı, sanki çakılı
Yaradan böyle biçmiş kaderi, ne yapsın ki bu kulu
Hoş geldin ey zalim zülüm, araladın yine o mutluluğu
Hayatımın hem rutini, aşılamayan Everest`i ve en büyük çukuru.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
93% (13)
1.0
7% (1)