0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
558
Okunma
Kendime üzülmekten vazgeçtim
Yol tek, çare tek; tüm dileğim artık
Kendimi unutturduğum kalbimle
Yeniden dost olabilmek
Yaşam boyu dost kalabilmek
Balkonumda oturmuşum öyle
Çınar ağaçlarının ardındaki
Masmavi denizi dalmışım seyre
Masamda semaverim köz ateşte
Çayım sarı yaldızlı bardağımda
Şeker atmıyorum çayıma
Huzurum şeker olsun bana
Rahmetli annemden bana miras kalan
Bahçeli, müstakil, anılarla dolu bir ev
Bahçeye mis kokulu çiçekler ektim
Onları, sen gibi kokladım, sevdim
En nihayetinde yalnızım ama
İçimde gizli bir yerlerde
Yalnızlığı istemişim aslında
Yalnızlık denilen şey
Öyle, korkulacak bir hal de değilmiş
Sabah istediğim saatte uyanıyorum
Uyan diye, kimse dürtmüyor beni
Biraz tembellik ediyorum yatağımda
Birileri acıktı diye değil
Midem aşkla seslendiğinde bana
İki yumurta kırıp ardından
Domates, salatalık ve
Bir tutam da maydanoz topluyorum bahçeden
Her şey tazecik, keyifli bir kahvaltı için
En nihayetinde yalnızım ama
Varsın olsun, bu huzur yetiyor bana
Bu yalnızlık hep böyle gider mi
Bu huzur birgün beni terkeder mi
Seninle arafta kalmak mı yoksa
Sensiz huzuru bulmak mı
Medcezir bir deniz hali mi yoksa
Dingin bir göl hali mi
Dünya gibi hep aynı yöne dönüp durmak mı yoksa
Çetin cevizin dış kabuğu olmak mı
Her durum ve şartta huzuru yakalayabilmek
Aslında, mühim olan bu değil mi
Cahit Fıkırkoca
21.04.2022, Ankara