7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
973
Okunma
Güneş değmesin yarınlara,
Solup gitmesin baharlar.
Özgürlüğün mavi türküsünü
Söylesin uçurtmalar.
Vakit, yangın öncesi
Kıvılcıma hazır rüzgârlar
Bir ateş sancısı, köz ağrısı
Ufukta yangın,
Ufukta özgürlük var.
Hürriyet bir sevda gibi
Kılcal damarlarımda yüzer
Eski bir saatte tarifsiz anılar
Akrep uzak kalmış bugün,
Buz tutan yelkovana
Zaman, asidir çatlayan duvarlarda
Unuttuğum yeşil gözler
Bir sabah çıkagelir karşıma,
İnler başımda hayali…
Özgürlük uzakta sanırsın yüreğindedir.
Gökyüzü mürekkep olmuş gözlerime
Veda ederken duvarların içi sızlar
Kalem ve kâğıt artık yalnızlar...
Yazılmış alnıma ezelden
Hürriyetin kundağında doğmuşum ben
Bedenimi zapt eder belki,
Demir parmaklıklar.
Ama ruhuma vurulamaz zincir.
Yüreğim isyan, yüreğim ihtilal
Ben susamam yakışmaz dilime lal.
Yağmuru hür bulutlarla yağacağım
Esaretin çölden şehirlerine
Güneşi tutup dalından doğacağım
Karanlık zindanların gölgelerine
Gülüm özgür, dalım özgür
Açacağım en soylu gülüşümle.
Yeşerecek fidanlar,
Kuşların kanatlarında açacak çiçekler.
Ben içeceğim gökyüzünü
Dudağım ki denizden bir bahar
Nereye gidiyorsun yar,
Özgürlüğün düğünü var.
Özgürlük, benim hasretim, memleketim
Burcu burcu tüten vatanım hürriyetim.
Hüseyin Özbay