9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
3778
Okunma

Suya hasret yaşamlarda
Bir avuç toprağa sığınan korkular
Vurulurken eşkâlime hançer
Bir serçenin ayak izlerinde
Yağmur gölgesi bulutlarda
Mağrur gururuma yenik gülüşüm
Yanı başımda yaşlanmış hayalin
Sana dokunmadan bitmiş hayat!
Eli nasırlı özlemlerde
Güneşe ıslanmış gözlerle bakıyorum
Ve şimdi suskun,
Ve şimdi yalnız
Ben sevdalı uçurtma
Kendi gökyüzünden sürgün
Yoksul kelebeğe mi düşer vurgun
Ben tenhasında üşüdüğüm geceye esir
Saçlarında tutuşan güllerin kokusu
Endülüs’te çivilenmiş bir akşam gibi
Yorgun dağlara uzanır bakışım
Beni dinle zamansız yalnızlığım
Sessizliğimin doruğunda çığlığımı
Dinle ki su yürüsün çöllerin dudağına
Puslu bir deniz mavisi
İçimin aynalarına sürdüğüm
Bu kaçıncı sana geri dönüşüm
Bu kaçıncı gözlerimin kafesinde
Ağlayan güneşe bakarak sönüşüm
Bulutsuz yağmurlarıma
Unuttuğum baharları sunduğum
Bu kaçıncı mum ışığında,
Geceyi söndürdüğüm
Yaşamak, sensiz bir uçurumun kıyısında
Yalnız bir gül gibi tutunmaktır hayata
Acıları merhem diye sarmaktır
Ruhumdaki senin boşluğuna
Oysa ben daha hazır değildim ki?
Hayalinin yavaş yavaş yok oluşuna
Saçlarımın, ellerin değmeden ağarmasına
Güllerin kokusuz açışına,
Ateşin kibritsiz yanışına….
Güneşi saçlarında görmeden uyanmaya.
Ama gittin ölüm gibi zamansız
Bir gülüşün kaldı odamda,
Konuşur duvarlarda sessiz
Birde gözyaşların akar içime habersiz
Şimdi gidişin kadar soğuk mavi yüreğim
Yokluğun kadar ağır dudağımda nefesim
8 MAYIS 2009
Hüseyin Özbay
5.0
100% (3)