5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1547
Okunma
Yalnızlık zehirli bir yılandır
Her gece koynuma alıp uyuduğum
Her kâbusta gitme diye çığlıklarımdır.
Ben yıldızlardan ödünç aldığım ışıklarla
Uzaktan aydınlatmaktayım gölgeleri
Bir mumdan öğrendim yaşamayı,
Her gün biraz daha erirken
Aşkın yangınlarını heybemde
Gülkurusu umutlarımı,
Kitaplar arasında bıraktım.
Mısralarımda akrostiş aşklar
Benim sevdalarım gül gazeli yar,
Uçurumun kıyılarında başlar
Ey ölüm! Bana sırrını anlat
Gülün derdiyle uslanayım.
Ölmeden dikenli yollarından geçeyim.
Yalnızlık ölüm kadar ince çizgi
Ve bir o kadar gizemli ve ateşli
Eski bir akrostiş şiir dile gelir
Zaman çarmıhta gerilir
Ve bir aşk kollarımda can verir.
Bir dönebilseydim geriye
Geçmişin güzel günlerine
Yaşanır mıydı söyle bunca çile
Ve sen yar.
Güneşte, buğday
Nisanda bahar, kasımda kar
Ben senden,
Gece yıldızından ayrı düşer mi?
Gülden yaşımı silemem
Sensiz nasıl yaşanır bilemem
Lale üşür, gül üşür
Hasret ve yalnızlık üşümez
Bu aşka nokta düşülmez
Sen giderken rıhtımdan uzaklara
Küpeşteden bakarken çekilmez gidişin
Ve dudağımda bir sigara gibi bitişin.
Hüseyin Özbay