9
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2243
Okunma

Okşadığım mavilerde Nil buğusu
Endülüs kadar gerçek
Tiyanşan kadar doğulu
Uzak bir kenttir soluk aldığım hüzün
Antik bir yalandır
Vahşi arenalarda kaybettiğim yüz
Aç aslanların tarihle yüzleşmesi
Bir gladyatör cesareti
Eski Roma’dan kalmadır ihanet
Toprağını kaybeden siyah gül
Kırmızıya döner
Hanedan bıçağına doğan güneş söner
Gözlerinin yeşiline sürgün olduğum
Müebbetimin sebebi Almila
Sözüm var sana
Kaldırımlarda intihar eden gölgeme inat
Dilimin ucunda olsan da söylemeyeceğim adını
Yağmura inat kurutmayacağım ıslak sözlerini
Hadi bekletme güvercinleri!
Şimdi mevsim saçlarında açan laledir
Boğazın kıyısından başlar hicreti lalenin
Hafife alma bendeki tohumları
Gel dokun bahçemdeki geceye
Ben kıyamam dudağındaki heceye
Bana serçenin depresif yılgınlığını bırak
Ben toplarım ruhundaki dağınık odaları
Evanjelist yangınlar kuşatmadan Kudüs’ü
Mesihi çağırmadan vampirler
Biz tutalım güneşi doğmasın
Bak gözlerime usul usul aksın kalbine
Boşver karanlık kalsın gökyüzü
İsterse dünya yeniden kurulsun
Gözlerinin ela rengini sürmüşüm yüreğime
İçimdeki gül kurumasın diye
Hadi gel denize adını verdim
Yaşamak marazi bir tutkudur senle
Tapınaklarda mumyalar dirilmeden
Nil’in suyu çekilmeden gel
Tutarsan elimi
Uçurumlar bile olmaz bize engel.
Hüseyin Özbay
5.0
100% (3)