Bu şehrin atmosferi, suyu mu yaramadı?
Biraz kür, biraz keder sızmıştır genlerine.
Yalnızlık belasından vesveseler dalmış
Tedirgin yaşıyorsa Yarma Gül’ün suçu ne?

Temkinli adımlarla ışıkları geçerdi
Barkotlu mamullerden paket paket seçerdi.
Kitabında tescilli aşçı reçeteleri
Tariften şaşmıyorsa Yarma Gül’ ün suçu ne?

Rotası mı değişti, yolunu mu şaşırdı?
Şehzade Çeşmesi’nden her akşam su taşırdı.
Allı fistan mor düğme bir başka yakışırdı
Şayet dar geliyorsa, Yarma Gül’ün suçu ne?

Hevesle anlatırken yazlık serüvenleri
Münferit simaların çoğu dudak bükerdi
Genzini tırmalarken alaycı övgüleri
Arından susuyorsa, Yarma Gül’ün suçu ne?

Az mıdır bu devirde, zevk-ü sefa düşkünü?
Barlarda, kafelerde, hafta sonu, iş günü.
Aleme ispatlamış profilden rüştünü
Huysuz sataşıyorsa, Yarma Gül’ün suçu ne?

Aşüfte bülbül gibi, alenen kur yapar mı?
Yağmur-çamur dinlemez, tempoyla tur atardı.
Koskoca cüssesinin sanki yarısı kalmış
Şahsi gölgesi bile
Peşinden koşuyorsa, Yarma Gül’ün suçu ne?

22 Eylül 2021/ Ömer ÇELİK